menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir yargısız infaz öyküsü

26 1
27.05.2025

2016 yılı sonbaharında bir kamyon -içinde 3 silahlı militan- direksiyonunda henüz yirmili yaşlarda Ersin, -Pulur dönüşü- Venk Köprüsü’ne yaklaşıyor. Köprünün hemen iki tarafında ve tepelerde geceden mevzilenmiş askerler var. Askerler dur işareti yapar, o anda silahlar patlar, kamyon yolun soluna devrilir, içindekiler yanda hızla akan Munzur’a düşer. Ersin direksiyondadır, ölmüştür. Kurşun yine adres sormamıştır.

Bu olay, -son elli yılda- benzer türdeki sayısız çatışma veya yargısız infazlardan biri olarak halk hafızasına ve resmi kayıtlara geçer. Ersin’in ailesi, oğullarını toprağa; şikâyet içeren bir dilekçeyi de savcılığa verir. Ölüme yol açan kimse yargılanmasını istemektedir. Çocukları militanlarca zorla götürülmüştür ve devletin suçluyla suçsuzu ayırması gerekir. Ölüm olayından, hem çocuklarını zorla götürenler, hem araca gelişigüzel ateş açanlar sorumludur.

Gözü yaşlı anne-baba, tam iki buçuk yıl sonra savcıya dertlerini anlatabilir. Savcı çatışma bölgesine gitmez; olay yerinde delil toplamaz. Olay yeriyle ilgili araştırmayı ve incelemeyi, bizzat çatışmaya giren görevliler yapar. Savcı, dosyanın "giz"lenmesi için mahkemeden karar aldığı gibi; kanunen verilmesi zorunlu belgeleri bile vermez; Ersin’in olaydaki konumuyla asla ilgilenmez.

Oysa olayda sivil bir birey olarak Ersin’in çatışmaya iştirakına dair hiçbir iz yoktur. Silahlı veya teçhizatlı değildir. Sabah köyünden........

© Birgün