İçsel çokluk
Hava çok sıcak. Adada sıcak yüzünden köpekler halsiz; havlamaya bile takatleri yok. Kediler gölge bir yer bulup ortadan kaybolmuş. Bir tarihin içinden geçip giderken, hep beraber serin bir rüzgârın gelişini bekliyoruz. Aslında havada tuhaf bir sessizlik var. Herkes bir parça şaşkın, özellikle bugünlerde. Çay bahçesinde bir çınarın gölgesine sığınmış Zadie Smith okuyorum.
Smith, ‘Feel Free’ adlı kitabında devlete olan borcundan uzun uzun söz ediyor. Dişlerini devlet yaptırmış, küçük kardeşi bir kamyon tarafından ezildiğinde sağ elini devlet kurtarmış, okul masraflarını yine devlet karşılamış... Sonra işler değişmiş. Birçok insan gibi onun da kişisel tarihi ani ve köklü biçimde değişmiş. Üniversiteye ücretsiz gitmek ya da bedava diş tedavisi görmek, yeni nesiller için artık birer masala dönüşmüş.
Smith, şimdiye kadar tanık olduğu en karanlık siyasal dönemi yaşadığımızı söylüyor, ama yine de umutsuz değil. "Romancıların bildiği bir şey varsa," diyor, "o da bireylerin içsel olarak çoğul olduğudur. Her birey, tüm davranışsal........
© Birgün
