menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Yenidoğan Çetesi" davası: ATK raporu iddianamenin kopyası

25 10
06.09.2025

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi görülen “Yenidoğan Çetesi” davasının 6’ncı duruşması ikinci gün oturumu ile devam ediyor. Mahkemeye sunulan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarına yönelik sanıkların savunmaları alınıyor.

Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden oldukları iddia edilen 57 sanığın yargılandığı “Yenidoğan Çetesi” davasına yönelik Adli Tıp Kurumu (ATK) raporları mahkemeye ulaştı. 9 Eylül’de yapılması planlanan 6’ncı duruşma tarihi 4 Eylül’e alındı. Bu gün duruşmanın ikinci oturumu yapılıyor.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’de dün sabah başlayan duruşmada hayatını kaybeden 10 bebek için ayrı ayrı hazırlanan ve dava dosyasına giren Adli Tıp Raporları gündeme geldi.

Dün başlayan duruşmadaki ilk oturumda bebeklerin ölüm nedenleri, tıbbi uygulama hataları, sanıkların ihmali olup olmadığının tespiti, tanı, tedavi gibi konulardaki bulguların yer aldığı raporlara yönelik sanıkların savunmaları alınmaya başlandı.

Mahkeme heyetinin karşısına çıkan ve çete lideri olduğu iddia edilen F.S, tek beklentisinin “dosyanın arkasındaki karanlık güçlerin ortaya çıkarılması” olarak ifade etti.

“Bize çok ağır hüküm verildi. Bu hükmü medya verdi” diyen F.S, hayatını kaybeden bebeklere gerekli müdehalenin yapıldığını savundu. Kendilerine “bebek katili” denildiğini ifade eden F.S, medyanın sanıklar hakkında hüküm verdiğini söyledi.

F.S, “ATK raporuyla iddianamedeki kurgunun yinelenmesini yaşıyoruz. İlker vefat etti, şimdi benim intiharımı istiyorlar. Ben de ölürsem kapanacak dosya” diye konuştu.

Dosya konusunda farklı ifadelerin olmadığını, kendilerinin haksız suçlamalarla karşı karşıya olduğunu savunan F.S, Uzman Görüşü’nü içeren rapora karşı Sağlık Bakanlığı’na itirazda bulunduğunu ancak sağlıklı yanıt alamadığını dile getirdi. Dosyada çok fazla soru işaretleri bulunduğunu anlatan F.S, sözlerine şöyle devam etti:

“Dosyada 22 açık var. Çarşaf çarşaf.. Bu tapelerin ham verilerini biz de dinleyelim. Biz gerçekten tapelerdeki konuşmaları o şekilde mi yaptık? Tape kayıtları delil niteliğini kaybetmiştir.

6 ay izlenmiş bu bebekler, her seferinde denetlemeye gidilmiş, neden otopsi yapılmadı? SGK ile ilgili yolsuzluk soruşturması sürüyordu neden denetleyip gelmediniz? O hasta orada yatarken gelip denetleseydiniz, bir algı oluşturuldu.

Dosyanın arkasında karanlık güç vardı. Deniz Vatan şubede benle aynı hücrede kaldı. Neden kaldı?

Yandal uzmanı neden dosyaya dahil edilmedi? Görüşlerine başvurulmadı, neden? ATK raporunun tape kayıtlarından bağımsız olması gerekir. Böyle bir dosya olmamalı.

Benim hayatım insanlığım bitti. Bize çok ağır hüküm verildi. Bu hükmü medya verdi.

Tek beklentim bu dosyasın arkasındaki karanlık güçlerin ortaya çıkarılması…”

Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan hemşiresi Ç.D da ATK raporuna itiraz etti. Ç.D özetle şöyle dedi:

“Uzman görüşünde olduğu gibi tepelere ve uzman görüşüne bakılmış. Asla suçu kabul etmiyorum. Bu suçla suçlanmak çok zoruma gidiyor. Bu ATK raporunu kesinlikle kabul etmiyorum.

İki ay boyunca maaş almama rağmen hastaneye gittim. Kiramı ödemek için işe ihtiyacım vardı, görüşmeye gittim ve işe girdim.”

Ç.D, çocuk cerrahi hekiminin mahkemede dinlenmesini talep etti.

Esenler Güney Hastanesi'nde yenidoğan yoğun bakım hemşiresi D.A Mahkemede yaptığı savunmada suçlamaları kabul etmedi. D.A özetle şöyle konuştu:

“Aleyhime verilen ifadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Raporun bu şekilde geleceğinden eminim. Ben Kaya bebek veya hiçbir bebeğin katili değilim.

Yapmadığım hiçbir suçun cezaını çekmek istemiyorum. Artık sağlığımı kaybettim, tahliyemi talep ediyorum.”

Öte yandan D.A, Dr. R. K’nın çocuk doktoru olmadığını işe başladıktan kısa sonra öğrendiklerini söyledi.

Sanık doktor Z.Ö, ATK raporunu eleştirdi.........

© Bianet