ABD bölgeden gidiyor mu bölgede kalıyor mu?
Son dönemde en çok duyduğumuz fikirlerden bir tanesi, ABD bölgeden çekilecek. Özellikle Trump’ın başkan seçilmesiyle birlikte, Türkiye’de de umutlu bir hava estirildi. İlk bakıştaki manzara şuydu:
- Trump çok kutupluluğu kabul ediyor gibi görünüyordu.
- Trump, Rusya ile uzlaşmayı tercih ediyordu.
- Trump Çin’le doğrudan bir hesaplaşmanın içine girmeyi tercih etmiyordu.
- Trump, Batı Asya’dan asker çekmeyi tartışıyordu.
- Trump ile Netenyahu arasında çelişki olduğu iddia ediliyordu.
- Trump Avrupa’nın küreselcilerine karşı çıkıyor, Avrupa’daki asker sayısını azaltmayı hedefliyordu.
- Trump esas olarak yüzünü iç siyasete dönmüştü. USAID, Soros gibi turuncu darbe plancılarının ve küreselcilerin en önemli kurumlarını dağıtıyordu.
Fakat tüm bunlara güvenenler, önemli bir gerçeği gözden kaçırıyordu. ABD’yi yeniden “harika yapmak” isteyen Trump’ın emperyalist kimliği…
Trump’ın en önemli özelliği “gerçekçi” olmasıydı. Rusya ve Çin’e diş geçiremeyeceğini biliyordu. Ama ikisini de yenmek için, Doğu Akdeniz’e odaklanması gerektiğinin farkındaydı. Bütün stratejisini de buna göre kurdu. Trump’tan umutlu olanlar ise, bu gerçeği göremedi ya da bilinçli olarak göz ardı etti. Trump’ın bayrak açtığı ABD Derin Devleti’nin Trump’ı kuşatabileceği pek düşünülmedi.
Fakat ikinci Trump dönemi, beklentileri boşa çıkaracak gelişmelerle birlikte geldi.
ABD Derin Devleti, Trump’ı, Epstein başta olmak üzere tehditlerle, bazen de Trump’ın geliştirdiği süreçlere doğrudan baltalamalarla kenara çekmeyi başardı. Ama tek başına bu bir anlam ifade etmiyor ve Trump’ın günahlarını boşa çıkarmıyor. Çünkü Trump, çoktan Doğu Akdeniz’e odaklanmaya başlamış, Hazar’a kadar İbrahim Anlaşmalarını bölgeye dayatmaya başlamıştı.
Arkada İsrail’e tam destek veren, Hamas ve Hizbullah’ı silahsızlandırma girişimlerinde bulunan, bazı Türk Devletleri başta olmak üzere İbrahim Anlaşmalarını kabul ettiren, Ukrayna’da bir türlü barışa ulaşamayan, savaşı bugün Karadeniz’e yayan, İran’ı bombalayan, Zengezur Koridoru’na çöken, Kıbrıs üzerine tasarılar oluşturan bir Trump manzarası ile karşı karşıya kaldık.
Sık sık bölgedeki hedeflerinin İbrahim Anlaşmaları olduğunu açıklayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, bu kez Yunan gazetesi Kathimerini’den baş gösterdi. Washington'un “yeni bir bölgesel düzenleme” peşinde olduğuna bir kez daha dikkat çeken Barrack, Türkiye ile Yunanistan arasında köprü olmak istediklerini söyledi. Barrack emperyalist ve küreselci siyasetlerini de, ulus devlet düşmanlığı üzerinden yine açık etti:
“Baharat ve İpek Yolu, Doğu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein