menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gopinath, IMF ve ‘iyi politikalar’

39 1
07.09.2025

2019 yılında ekonomi profesörü Gita Gopinath, Uluslararası Para Fonu (IMF)’nda baş ekonomist olmak üzere Harvard Üniversitesi’nin koridorlarından ayrıldı. Üç yıl sonra, ekonomik analizden politika yönetimine eşi benzeri görülmemiş bir sıçrama yaparak IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva’nın sağ kolu (kadın) olan ilk ‘genel müdür yardımcısı’ ya da IMF’nin etkin iki numarası oldu. Geçtiğimiz cuma günü Harvard’da akademisyenliğe dönmek üzere ayrıldı.

Gopinath, modern bir ana akım ekonomistin timsalidir (işte özgeçmişi). Kapitalist sisteme, yani sahipleri (yöneticiler ve hissedarlar) tarafından kâr elde edildiği ölçüde üreten, yatırım yapan ve istihdam sağlayan özel sektöre ait şirketler (çoğunlukla büyük ama aynı zamanda küçük) tarafından sahip olunan ve kontrol edilen ekonomilere sıkı sıkıya inanıyor. Ancak Gopinath, kapitalizm arenasında doğal olarak kapitalizmin küresel olarak herkes için işlemesini istiyor. Kapitalizmin ‘kusurlarının’ farkında ve kendi rolünü, tehlikeli sularda ilerleyen kapitalizm gemisini dengede tutabilecek politikalar geliştirmek için bunları analiz etmek olarak görüyor.

IMF’de geçirdiği altı yıl boyunca kapitalizmin karşı karşıya kaldığı fırtınalar üzerine Financial Times’a bir röportaj verdi. Gopinath geriye dönüp baktığında FT’ye şunları söyledi: “2019 fırtına öncesi sessizlik gibi geliyor. Pandemi, Ukrayna’daki savaş, enerji ve hayat pahalılığı krizleri ve jeo-ekonomik parçalanmanın artması gibi büyük tektonik değişimlerin yaşandığı birkaç yıl geçirdik.”

Ancak Gopinath sisteme güvenmeye devam ediyor: “İyi anlamda çok şaşırtıcı olan şey, bu büyük şoklara rağmen küresel ekonominin dirençli olmasıdır.” Peki bunun nedeni nedir? “Benim görüşüme göre bunun bir numaralı nedeni, yardımcı olan iyi politikaların olması. Bir mali krizi önlemiş olmaları kritik bir öneme sahipti. Çünkü tarihe baktığımızda etkileri çok uzun süren ve büyük yara izleri bırakan gerileme dönemleri ya da krizlerin genellikle büyük bir finansal krizin ardından geldiğini görüyoruz. Bir pandemi, savaş, Federal Rezerv’in enflasyonla mücadele için faiz oranlarını keskin bir şekilde yükseltmesi, jeo-ekonomik parçalanma gibi süreçlerden geçmemize rağmen hala bir finansal kriz görmemiş olmamız, küresel ekonomiye neden çok daha büyük darbeler vurmadığımız konusunda çok önemli.”

Hmm... küresel kapitalist ekonomi, 2008’deki küresel mali çöküşten bu yana herhangi bir mali kriz yaşanmadığı için ‘dirençli’ olabilir, ancak başka herhangi bir kriter açısından pek de öyle değil. Pandemi çöküşü, kapitalizm tarihindeki en derin (kısa süreli de olsa) ve en geniş küresel etkiye sahip çö-küştü; neredeyse tüm dünya ekonomileri ulusal üretimde önemli bir........

© Aydınlık