menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri?

42 0
04.10.2025

Sekiz yıldır aralıksız yazdığım Artı Gerçek'e bu kez farklı bir yazı yazmayı planlıyordum. Çünkü 5 Ekim, hayat arkadaşım ve en yakın mücadele yoldaşım İnci Tuğsavul'un 31 yılı doğup büyüdüğü topraklarda, 54 yılı da sürgünde, ama her daim inançların uğrundaki mücadelelerle dolu yaşamının 85. yıldönümü...

60 yılı çoktan aşan ortak yaşam sürecinde ikimiz de 90’lara tırmanırken, takvim yapraklarının bir biri ardına giderek daha hızla düşmekte olduğunun, hayatta kalan yakınlarımızın, dostlarımızın, mücadele arkadaşlarımızın son derece azalmakta olduğunun farkındayız.

Her yıldönümünde olduğu gibi, yıllarca inançlarımız uğrunda kavga verdiğimiz, acıları ve kıvançları, yenilgileri ve umutları yaşadığımız güzelim ülkemizden fiziksel olarak uzakta kalmaya mecbur bırakılmanın, o ülkenin başındakilerin ve onların yurt dışındaki temsilcilerinin sık sık hakaret, saldırı ve tehditlerine hedef olmanın infialini bugün de yaşıyoruz.

Böylesi duygusal anlarımızda dikkatlerimiz bittabi gerek Türkiye’deki, gerekse diasporalarımızdaki barış ve demokratikleşme girişimlerine yoğunlaşıyor.

Türkiye medyası iki gündür TBMM'nin açılış töreninde yaşanan olağan dışı iki olayın farklı yorumlarıyla dolup taşıyor.

Geçen yıl aynı açılış törenine tam mevcutlu katılıp Cumhurbaşkanı'nın ayakta karşılamış olan ana muhalefet partisi CHP, son bir yıldır kendi belediye başkanlarına ve örgüt yöneticilerine karşı başlatılan tutuklama ve görevden alma uygulamalarını protesto için TİP ve EMEP'le birlikte bu Erdoğan'ın konuşma yapacağı bu seneki törene katılmayı reddetti.

Geç kalmış olsa da, haklı bir tepkiydi.

Buna karşılık, barış ve özgürlük girişiminin her daim öncülüğünü yapmış olan DEM Parti'nin milletvekilleri, ortak protesto etkinliğine katılmayı reddettikleri gibi, geçen yılki tutumlarının aksine, salona girişinde Erdoğan'ı hep birlikte ayağa kalkarak selamlamadılar. Daha sonra da Mermerli Salon'daki resepsiyonda Erdoğan'ın yanında yer alıp ona sempati ve hayranlık olarak yorumlanan bazı ifadelerle görüntülendiler.

Sadece Kürt ulusal direnişinin değil, diğer muhalif kuruluşlar liderlerinin ve militanlarının da devlet terörü kurbanı olarak zindanlarda yatırılmaya devam edildiği bir sırada bu zulmün bir numaralı sorumlusu olan Erdoğan'a gösterilen bu yakınlık ve itibar, DEM Parti'nin kendi üye ve sempatizanlarının bir bölümü de dahil tüm muhalif çevrelerde tepkiyle karşılandı.

Bunun değerlendirmesini herhalde DEM Parti'nin yetkili organları, üyeleri........

© Artı Gerçek