menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi

46 30
previous day

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimleri, Ankara’nın tam saha presine rağmen, Tatar’ın hezimete uğraması ve Erhürman’ın zaferi ile sonuçlandı. Sonuçlar, Kıbrıs Türk halkının duygu ve düşünce dünyasında Ankara’nın müdahalesinin tamamen ters teptiğini sergiledi.

Hakikaten de Kıbrıslı Türkler, kumarhane – mafya kapitalizmine yüksek sesle itiraz ederken, Ankara adaya Süleyman Soylu’yu propaganda yapmaya yolladı! Kıbrıslı Türkler laikliğe hassasiyet gösterip, adada tırmanan tarikat – cemaat yapılanmalarından şikayet ederken Ankara, Cübbeli Ahmet Hoca’ya Tatar için propaganda yaptırdı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yıldırım’dan, futbolcu Mesut Özil’e, türkücü Yavuz Bingöl’e nefret siyasetçisi Ümit Özdağ’a kadar kimler Tatar için adaya gitmedi ki? Hatta Erdoğan bile Mesut Özil’i arayıp “bu seçimi mutlaka kazanmamız lazım” dedi. Bu kampanya bir kez daha, Ankara’nın zaviyesinden bakıldığında Kıbrıs’ın sadece bir uçak gemisi ve doğalgaz rezervi olduğunu, Kıbrıs Türk halkının umursanmadığını gösterdi. Yine bir “beka sorunu” icat edildi. Yozlaşmış siyasetçi Ersin Tatar seçilmezse, Türklük elden gidecekti!..

Oysa Kıbrıs Türk halkı, Tatar’ı göndermek için en geniş ittifakı kendi içinde kurmuştu “iki devletli” denilen ama aslında tek devletli (Türkiye) olan çözümsüzlük haline halkın itirazı vardı. Kıbrıslılık duygusu yükselişteydi. Meyvalarını Türkiye’nin yediği, izolasyonu ise Kıbrıs Türkünün çektiği mevcut statükoya karşı çıkış dip dalgası gibi yayılıyordu. (Sözüm ona Türkiye KKTC’yi tanır ama mesela hiçbir Türkiye futbol takımı Kıbrıs Türk takımlarıyla dostluk maçı bile yapmaz. Fena mı olurdu Çetinkaya ile........

© Artı Gerçek