KENDİMDEN KENDİME
Hayat, kimi zaman insanı öyle imtihanlarla sınar ki, en sağlam yürekler bile sarsılır, en sağlam kalpler bile titrer, en sağlam zihinler bile bulanıklaşır.
Emir Kuşdemir’in hikâyesi de işte böyle bir imtihanın içinden doğmuş bir direnişin, bir sabrın ve bir umudun hikâyesidir. On iki yıl… Taş duvarların ardında, karanlık koğuşlarda, insanın sadece özgürlüğünü değil, kimi zaman nefesini bile çalmak isteyen ağır şartlar altında geçen tam on iki yıl…
Ve o on iki yılın içinden, kendisine ve arkadaşlarına yapılan ağır işkencelerden yıkılmadan, eğilmeden, ruhunu ve kalbini karartmadan, aklını ve imanını kaybetmeden geçmiş bir insandır Emir Kuşdemir.
Telefon rehberinde kayıtlı olanlar, onun WhatsApp uygulamasında aralıklarla cezaevinde geçen o on iki yılın hatıralarını, orada çektirdiği fotoğrafları paylaştığını, Ulucanlar Cezaevi’ni ziyaret edenler ise, kaldığı koğuşta arkadaşlarıyla çekilmiş siyah-beyaz fotoğraf karelerini, taş duvarlar ardında bıraktığı anılarını; kan ve ter kokusunu hâlâ hissettiren izlerle birlikte görür.
Paylaşımlarında, kelimelerin taşıdığı duygular bir anda içinize işler. Sözlerinde, yaşadıklarının ağırlığını hafifletmek için kendisiyle dalga geçebilecek kadar iç huzurunu yakaladığını, yüksek moral ve motivasyonunu koruduğunu görürsünüz. İşte bu yüzden Emir Kuşdemir; acının ortasında tebessümü, zorluğun içinde umudu diri tutmayı bilen güçlü bir yürektir.
Emir Kuşdemir, yalnızca direnciyle değil, kendine has bakışıyla da farklıdır. Onun paylaşımlarında gördüğüm, adeta hayat felsefesi hâline getirdiği kendine has, özgün bir sözü vardır: Kendimden Kendime.
İnsanın kendi iç dünyasıyla kurduğu derin ilişkiyi, kendi içine yaptığı o sarsıcı yolculuğu özetleyen kısa ama anlamlı bir sözdür; Kendimden Kendime.
Dış dünyanın........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein