Sevgili okurlarım, bizim oralarda, Lazcada taze mısırın o eşsiz lezzetine “Kombala” derler. İsmi ilçeden ilçeye değişse de tadı, hep o aynı çocukluk anılarını fısıldar. Geçtiğimiz hafta sonu, ruhumu dinlendirmek için memleketimin, Rize’nin o serin yaylalarına bir yolculuk yaptım. İstikamet, Ardeşen’in 41. ve belki de en özel köyü olan Deremezra’ydı.

Deremezra, Rize’nin elektriğini kendi dinamosundan üreten, her karış toprağı organik olan tek köyü. İçimden bir ses, "Umarım bu güzellik hiç bozulmaz," diye dua ediyor. Umarım burası da ticari hırslara kurban gidip beton yığınlarıyla dolu bir Ayder’e dönüşmez; o otantik ruhunu, eşsiz mimarisini her zaman korur.

Bu gidişimin vesilesi, 4. Deremezra Kombala Festivali’ydi. Genç ve dinamik muhtarımız İrfan Kuru ve harika ekibini gönülden kutluyorum. Her şey, tattığımız her lokma, soluduğumuz her nefes gibi organik ve samimiydi. Bu coşkuya ortak olmak için gelenlerin ilgisi öylesine yoğundu ki, köy adeta bir şölen yerine dönmüştü.

Deremezra benim için bir köyden çok daha fazlası... Çocukluğumun geçtiği, hayallerimi bulutlara doğru havalandırdığım, lise sona kadar yamaçlarında çobanlık yaptığım o eski mezra... Henüz 2022'de köy olmuş bu taze fidan, benim en derin köklerimi saklar. Yıllar sonra aynı topraklarda hemşehrilerimle kucaklaşmanın keyfi ise paha biçilmezdi.

Yolculuğumda birbirinden değerli dostlarla da bir araya geldim. DOKAP Başkanı Hakan Gültekin ile yemyeşil yaylaları birbirine bağlayan "Yeşil Yol" projesini ve bölgenin geleceğini konuştuk. Eski muhtar Mehmet Önder’in sıcacık evinde, organik........

© Anayurt