menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okul zilleri çalsın, midelerin değil!

23 0
06.09.2025

Kısa ve çocukluğumuzdakilere pek benzemeyen bir başka sevimsiz yaz ardından eylül ayı geldi çattı. Okul zilleri önümüzdeki hafta itibariyle yeniden milyonlarca öğrenci için çalmaya başlayacak. Oysa hatırı sayılır bir süredir, Türkiye’de okulu çocuklar ve gençler çok ciddi ve hayati problemlerle karşı karşıya.

Bir defa okul çağındaki bireyler için en temel, en hayati şart ve sorumluluklar kamusal anlamda sağlanmamışsa, geriye kalan söylem teferruattır. Türkiye’de geniş bir coğrafyada, milyonları bulan çocuk yoksulluğu ve okula aç giden öğrenci gerçeği artık sümen altı edilemeyecek kadar bol sayfalı raporların ötesine geçerek bir dağ oldu, büyüdü. Bu yazıda sayısal verileri sloganlaştırmadan; meselenin arkasında etrafına gözü açık bir vatandaş olarak gözlemlediklerimi, eğitim süreçleri namına sessiz kalınan kayıpları görünür kılmak istiyorum bu yüzden, kendimce…

Açlık, (üstelik eğitim-öğretim çağındaki bireyler için) salt mide boşluğu değildir; bilişsel kapasitenin, dikkat süresinin ve öğrenme motivasyonunun sistematik olarak azalmasıdır. Sabah kahvaltısını atlayan, evinden beslenme götüremeyen, haliyle gün ortasında enerji düşüklüğüyle derse katılamayan çocuk, kısa vadede derslerinden ve okul dinamiğinden uzaklaşır; uzun vadede ise eğitim serüveninden kopma riskiyle karşılaşır. Öğretmenlerin, eğitmenlerin sınıf içi gözlemleri ve yerel raporları kör göze parmak bu eşitsizlik döngüsünün tekrarladığını açıkça........

© Anayurt