Kekliği öv, kazı döv! Oh, ne âlâ…(!)
Gün geçmiyor ki iyiden iyiye açık hava tımarhanesine dönmüş memlekette büyük ruhsal sıkıntıları olan, kendiyle sorunlu olan birinin akıllara zarar bir davranışıyla asabımız, sabrımız sınanmasın… Bir kere, orada burada gayet “normal” (?) görünümlü; fakat ruh sağlığı ciddi anlamda sıkıntılı, oldukça tekinsiz büyük yığınlarla yaşadığımıza çok eminim. Günlük olarak toplu ortamlarda bulunduğumda, kalabalıklara karıştığımda kısa bir gözlemle bile hemen seçebiliyorum bu türleri davranışlarından. Her yerdeler ve artık çok da çekincesizler zaten... Bakın, “her yerde” diyorum, altını çiziyorum!
Bu hafta rastladığım, muhtemelen size de malum olmuş, iki haber üzerinden anlatacağım bu kızgınlığımın sebebini. Bilindiği üzere yaz ayı ve iklim değişikliği ile beraber artan kene popülasyonu ile Türkiye’de bir süredir kene ısırıklarından kaynaklı rahatsızlıklar ve ölümler gündeme gelmişti. Yakın zamanda gündeme düşen bir başka haberle; kene, süne gibi parazit ve böceklerle beslenen kekliklerin doğaya salınmasıyla bu problemin çok büyük oranda çözümlendiğini öğrendik. Hatta bunun üzerine, artık resmen Türkiye’ye özgü mizahın kalbinin attığı Twitter’da (X) keklikler özelinde espriler, şakalar, fıkralar birbirini kovaladı. Gördük, güldük, eğlendik.
Hemen ardından başka bir haber gündem oldu. Balıkesir’in Erdek ilçesinde birileri denizde yüzen kazlardan şikayetçi olmuş… Hem de üşenmemiş, CİMER’e yazmış belli ki........
© Anayurt
