Pop artık Batı'ya ait değil...
Küresel pazarın gerçek hâkimi, Afrika ve Latin Amerika’nın ritmik damarlarından gelen yeni bir enerjiydi: Afrobeats, reggaeton ve son yılların hızla yükselen yıldızı amapiano. Bu üç akım, sadece müzik trendlerini dönüştürmekle kalmadı; streaming gelirlerinin dağılımını, hit formüllerini, hatta büyük plak şirketlerinin yatırım stratejilerini bile yeniden şekillendirdi.
Bu dönüşümün ardındaki ekonomi, aslında ritmin sosyolojisiyle birebir bağlantılı. Afrobeats’in Nijerya’dan çıkıp Londra–New York eksenine kadar uzanan küresel etkisi, diaspora hareketlerinin kültürel yankılarıyla beslendi. Afrobeats’in temelinde yer alan poliritmik yapı, modern pop’un sık sık eleştirilen tekdüzeliğini kıran bir esneklik sunuyor. Spotify ve Apple Music gibi platformlarda özellikle 18–30 yaş arası dinleyicilerin tercihleri incelendiğinde, ritmik çeşitlilik sunan şarkıların daha yüksek tekrar dinleme oranına sahip olduğu görülüyor. Yani Afrobeats, dijital ekonominin “tekrar dinlenebilirlik = gelir” formülüne en çok uyan türlerden biri hâline geldi.
Reggaeton ise Latin Amerika’nın müzik ihracatındaki en büyük marka değerine dönüştü. Bad Bunny gibi sanatçıların milyar seviyesindeki stream rakamları, türün artık bir alt kültür değil, doğrudan ana akım popun merkezine yerleştiğini gösteriyor. Ekonomik açıdan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein