Hukuk ve ekonomi: Bir milletin iki temel direği
Hukuk ve ekonomi, birbirini tamamlayan iki kuvvettir: biri toplumun vicdanını, diğeri emeğin karşılığını temsil eder.
Bu iki alan arasındaki denge bozulduğunda, hiçbir kalkınma modeli uzun vadede ayakta kalamaz.
Dünyadaki güçlü ekonomilere baktığımızda, hepsinin ardında sağlam bir hukuk düzeni olduğunu görürüz. Adaletin öngörülebilirliği, yatırımın cesaretidir. Güvenin olmadığı yerde sermaye, emeğin olmadığı yerde üretim barınamaz. Tarihe baktığımızda, bu gerçeği kavrayan milletlerin nasıl ayağa kalktığını görmek mümkündür.
19. yüzyılın sonunda Japonya’da Meiji reformcuları, ülkeyi yıkıntıdan çıkarmanın yolunu yalnızca sanayileşmede değil, hukuk ve eğitim reformlarında aramıştı. Onlar biliyorlardı ki adalet olmadan ilerleme bir yanılsamadan ibarettir. Bugün Japonya’nın teknolojik üstünlüğünün ardında, o dönemde atılan hukuki ve idari temeller vardır.
Benzer bir anlayış, Osmanlı Devleti’nde de 19. yüzyılın ortalarında........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d