Bu ülkemizin, İslam toplumunun ve hatta dünyanın düştüğü sefil halden kurtarmak amacıyla gecesini gündüzüne katan Yusuf Kaplan, emsali görülmemiş bir öğretim kurumu olan Medeniyet Tasavvuru Okulu(MTO)’yu açmış, yüzlerce çalışanıyla gayret sarf ederek 62 BİN öğrenci yetiştiriyor, yetmiyor günde üç-beş konferans ve ders vererek gece gündüz çalışıyor.

Diyarbakır’da bir günde gerçekleştirdiği beş etkinlikten birine Diyarbakır Ensar Vakfı Şubesinde ben de katıldım, bu nitelikli sohbeti siz değerli okurlarımın faydasına sunuyorum.

Her cümlesi kıymetli olan bu dersi ancak özetleyebilirim

Yusuf Kaplan özetle şunları dile getirdi;

“Maalesef Müslümanlar çok rahat yaşıyorlar hele ki Araplar, İranlılar da genelde öyle. Bizim kadar dertli insanlar görmedim, Müslümanların derdini dert ediyoruz, bu ülkenin insanın böyle bunu ırkla da ilgisi yok, özellikle Doğu güneydoğuda merhamet çok bariz, batıdaki insanlarımız bu yüzyıldan daha çok etkilendi, Türkler bazı özelliklerini kaybettiler ama Kürtlerde aile yapısı, büyük aile mefhumu, yardımlaşma , dayanışma daha fazla.

Türkler arasında da kendini Türk olarak tanıtan bozma insanlar var. Kürtlerde alevi yok bence, bazı Ermeniler alevi olarak kendini kamufle ediyor olabilirler, çakma Türkler gibi.

Kürtler mezhep olarak Şafii, Tasavvufu önemseyen, ehli sünnet itikadını yaşayabilmişler. Şafii mezhebi bir az sert sabiteleri var, Hanefi mezhebi yoruma daha açık, birinin sert oluşu diğerinin yumuşak oluşu da iyi doğrusu.

İmam-i Şafii büyük bir müçtehit, İmam-ı azam da öyle biz büyüklüklerini kıyaslamıyoruz zaten. Şafii mezhebi Şia’nın yayılmasını engellemiştir. Ehli sünnetin korunmasında Kürtlerin büyük bir rolü var. Salahattin-i Eyyubi hep Kudüs fatihi olarak biliniyor, aslında ondan daha büyük İslam’a bir hizmeti olmuş, o da Şia düşüncesinin yayılmasına engel olmasıdır. O olmasaydı Şia ehli sünneti yutmuş olabilirdi.

Şimdi Recep Tayyip........

© Akasyam