Soykırımı anamamak
24 Nisan 1915’te İstanbul’da yüzlerce Ermeni aydının gözaltına alınarak ölüm yolculuğuna çıkarılmasıyla başlayan Ermeni Soykırımı’nın üzerinden 110 yıl geçti. 1915 ve sonrasında öldürülen, evlerinden, Anadolu’da binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan koparılan, ülkesiz kalan, din değiştirmek zorunda kalan yüzbinlerce insanı bu yıl da hakkıyla anamıyoruz.
Anamadığımız gibi güncel gelişmeler de 110 yıldır süren inkârı sürdürmek için bir araç olarak kullanılır hale geldi.
Ermenistan’dan bahsediyorum. Başbakan Paşinyan Türkiye ile normalleşme sürecini devam ettirme çabasında. Azerbaycan’ın her an yeni savaş başlatması tehdidiyle yaşayan ve iki komşusuyla “normalleşme” arayan Ermenistan hükümeti bir süredir Soykırımı “dış politika öncelikleri arasında saymayan” bir politika geliştirdi. Paşinyan son olarak bu yılın Mart ayında bir grup Türkiyeli gazeteciye verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Resmi tutumumuz, Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınmasının bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almadığıdır. Bizim gerçekliğimizde bunu inkâr etmek ya da bundan vazgeçmek mümkün değildir, çünkü bu hepimiz için inkâr edilemez bir gerçektir. Ancak mesele bununla ilgili değil.”
Paşinyan meselenin neyle ilgili olduğunu da şöyle izah etti: “Ermenistan’ın devlet çıkarlarına hizmet etmeye nerede ve nasıl odaklanmalıyız, bildiğimiz gerçekleri, tarihî gerçekler de dahil olmak üzere, nerede ve nasıl vurgulamalı ve bu gerçeklere........
© Agos
