Irkçılığa dair
Geçtiğimiz hafta sonu profesör unvanını taşıyan bir kardiyolog, sosyal medyada hepsi de neredeyse aynı kişi olacak şekilde esmer, kalın kaşlı, büyük burunlu, kalın dudaklı beş insan figürünün olduğu ve üzerinde “Hırtlar Vadisi” yazan bir görsel eşliğinde, “Sokak hayvanlarını yok etmek için harcadığınız enerjiyi, şu insan alt türlerini islah etmek için harcasanız ya!..” diyen bir mesaj attı. (Bu kişinin ismini konumuz açısından gerçekten tali bir mesele olduğu için zikretmiyorum. Bizim için burada önemli olan tavır, söylem ve pozisyon. Kişinin kendisinden ziyade bunlara bakmaya çalışacağım.) Bu mesajıyla Kürtleri kastederek ırkçılık yaptığını düşünenler, kendisine ciddi bir tepki gösterince bu paylaşımıyla belli Kürtleri değil “bir kadının arabasına saldıran, Minguzziyi bıçaklayan [geçtiğimiz Ocak 2025’te Kadıköy’de sokakta bıçaklanarak öldürülen 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’yi kastediyor], sokaklarda kadınları taciz edip, ellerinde sopalarla mağara insanı adaletini yaşatan ve toplumu rahatsız eden üçüncü sınıf insanları” kastettiğini söyledi. Bu vesileyle bu hafta ırkçılık üzerine bir-iki kelam edelim.
Ama ırkçılık meselesine girmeden önce belli bir ırksal veya etnik grubu kastetmediğini kabul etsek bile kişinin hekim kimliğini göz önüne alınca tıp etiği açısından sorunlu bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Şöyle ki, bahsettiği kişiler toplum düzenini bozan kişiler, hatta suçlular olsa bile bir hekimin “insan alt türü” tabirini kullanması bazı soru işaretleri doğuruyor. Mesela, yarın bu kişiler, hasta olarak karşısına gelse “insan alt türü” oldukları için onları ret mi edecek? Deontolojik açıdan bir hekim için insan, sadece insandır ve hepsi eşittir; üst türü-alt türü olmaz. Bunu da en çok bir........
© Agos
