menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Marx’ın Das Kapital’i, Kapitalizm Öngörüsü ve Dine Bakışının İncelemesi

35 0
11.09.2025

Birinci Bölüm: Das Kapital’in Özeti

Das Kapital 1. Cilt – Emek, Değer ve Sömürü

Marx, Das Kapital’in ilk cildinde kapitalist üretimin temelini ve işleyişini inceler. Önce meta (mal) kavramını ve paranın rolünü açıklar. Bir malın değeri, üretimi için harcanan emeğe bağlıdır; örneğin bir dolap yapmak için gereken emek ne kadar fazlaysa, dolap o kadar değerli olur. Bir malda hem kullanım değeri (işe yararlılık) hem değişim değeri ( piyasadaki değeri ) vardır. Örneğin ‘’su’’ kullanım değeri en yüksek şeydir. Ama bol olduğundan değişim değeri düşüktür. Ama pırlanta da ise kullanım değeri düşüktür. Ancak daha az(kıt) olduğundan değişim değeri yüksektir.

Marx, değerin kaynağının özellikle işçi emeği olduğunu vurgular. Ardından artık değer (artı-değer) kavramını geliştirir. Bu kavram işçilerin üretim sürecinde yarattığı ancak karşılığını ücret olarak almadığı değeri ifade etmektedir. Örneğin bir fabrikatör, bir işçiye 8 saatlik ücret ödeyip 10 saat çalıştırdığında, fazladan 2 saatlik ücretsiz emeği sömürmüş olur. İşte kapitalistin kârı bu ödenmeyen emekten, yani işçinin ürettiği ancak karşılığını alamadığı değerden doğar. Bir başka örnek olarak; diyelim ki bir işçi bir fabrika da günde 10 saat çalışıyor. Patron ise işçiye 1000 TL veriyor. Ancak işçi çalıştığı 10 saatte 5.000 TL değerinde mal üretiyor. Aradaki 4000 TL patronun eline geçen artı değer olur. (@0 sömürü değeri) Kapitalist bu artı değeri yeni yatırımlara dönüştürerek daha da zengin olur. Zengin daha da zenginleşir ve işçi daha da zengine bağımlı hale gelir. Marx’a göre bu süreç kapitalist düzende sistematiktir ve işçi sınıfının (proletaryanın) sömürülmesi anlamına gelir. İlk ciltte Marx, önceki ekonomistlerin düşüncelerini de eleştirerek bol örnek ve verilerle bu sömürü düzenini ortaya koymaya çalışır. Amacı, “gizli” olan sömürüyü görünür kılmak, işçileri bu gerçeğe uyandırarak haklarını aramaya teşvik etmektir. Ayrıca Kapitalizm daima işsiz bir ordu üretir ve çalışanlara ‘’eğer ücretinizi beğenmediyseniz yerinize geçecek çok kişi var’’ diyerekten onları korkutarak ücretleri düşük tutar.

Bir diğer bahsedilen kavram ise meta fetişizmidir. İnsanlar ürettikleri malları doğal kaynak olarak görmeye başlar. O malın değeri aslında arkasındaki insan emeğinden gelse de mallar adeta farklı bir güce sahip gibi algılanır. Mesela bir ayakkabı alınırken onun değerini markası belirler, onu üreten işçinin emeği görmezlikten gelinir. Bu fetişizmdir.

Das Kapital 2. Cilt- Sermayenin Dolaşımı ve Toplumsal Üretim

İkinci cilt, sermayenin dolaşım sürecine odaklanır. Marx, paranın nasıl sürekli daha fazla para kazanmak için döngüye sokulduğunu açıklar. Kapitalist, elindeki parayla ham madde ve işgücü satın alarak mal üretir; sonra bu malı satarak başlangıçtakinden daha fazla para elde eder. Böylece sermaye, Para–Meta–Para (P–M–P) döngüsünde sürekli hareket eder ve büyür. Kapitalist bir girişimci parasını hammaddeye ve işçi emeğine yatırır (M→C), ürettiği malları satar ve başlangıçtaki parasından fazlasını elde eder (C→M). Bir köylü metayı satar ve ihtiyaç duyduğu metayı alırken C–M–C devriyle çalışırken, bir kapitalistin amacı M–C–M’ devriyle sermayesini kendini büyütmektir. Bu formül, kapitalizmin üretim sürecini özetler. Kapitalist parayı sermaye olarak kullanır, üretim araçları ve emeği satın alır, değer yaratan mallar üretir ve onları satarak artık değerle geri döner Bu süreçte dolaşımın süresi ve maliyetleri (malların taşınması, depolanması masrafları) önemlidir çünkü sermaye ne kadar hızlı dönerse kapitalist o kadar çabuk kazanç sağlar. Örneğin bir online alışveriş platformu 1. Cildin konusu olarak çalışanlarına az ücret öder. 2. Cildin konusu olarak da stok, lojistik ve kargo süreleriyle sermayenin dolaşımını belirler. Yine İkinci ciltteki bu analiz, küresel tedarik zincirleriyle de ilişkilendirilebilir. Örneğin otomobil sektöründe bir yanda fabrikalarda üretilen motor ve şase (Üretim Araçları), diğer yanda bayiliklerde satılan araçlar (Tüketim Malları) vardır. Ekonomi dengedeyse, fabrikalardaki üretim araçları tesisleri ile tüketici araçlarına ilişkin talep örtüşür. Ancak şirketlerin karlarının bir kısmını yeni fabrikalara yatırması bu dengeyi değiştirir ve sektörel büyüme yaratır. Marx, sabit sermaye ile........

© Adil Medya