Sen de mi AYM?
Yaklaşık 1 yıldır hayvan severler olarak hop oturup hop kalkıyoruz. Nedeni; 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu. Hayvanları koruma derken “aman ha sakın hayvanları koru-ma” şeklinde algılıyorum ben. Çünkü siz de takdir edersiniz ki; sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak zindandan farksız barınaklara kapatılmasının, hasta veya tehlikeli denilerek köpeklerin öldürülebilmesinin veya köpekleri toplamayan belediyelerin cezalandırılmasının “hayvanları korumakla” uzaktan yakından ilgisi yok!
*
Kısaca hatırlayalım:
Geçen yaz sokak hayvanları ile ilgili hazırlanan kanun taslağı kamuoyuyla paylaşıldı. STK’lar itiraz etti, uzmanlar uyardı, yüzbinlerce vatandaş vicdan çağrısı yaptı ama maalesef yasayı hazırlayan AKP’li vekiller kulaklarını, gözlerini hayvan severlere kapattı.
Kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan 7527 sayılı yasa 2 Ağustos'ta yürürlüğe girdi. Kanunun 16 maddesinin iptali için CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. AYM önceki gün bu başvuruyu görüştü ve reddetti.
Küçücük, ufacık bir umut ışığımız vardı. “AYM, yaşam hakkını hiçe sayan Katliam Yasası’ndan taraf olmaz, yaşamdan yana olur” diyorduk. Olmadı!
AYM de umutlarımızı kırdı. Yakın dostu Brütüs’ün ihanetine uğramış Sezar gibi hissetmemek elde değil. Sen de mi AYM?
*
Barınakların nasıl yerler olduğunu iyi bilen, sokaktaki hayvanların koşullarından haberdar olan, popülasyon kontrolünün ancak kısırlaştırma ile sağlanabileceğini idrak etmiş bir vatandaş olarak şöyle düşünüyorum:
Yüksek ihtimalle hayatında bir kez bile barınağa gitmemiş, bir sokak köpeğinin başını okşamamış, hayvan sevgisinin ne anlama geldiğini bilmeyenlerin hazırladığı kanun; yine çok yüksek ihtimalle hayatında bir kez bile barınağa gitmemiş, bir sokak köpeğinin başını okşamamış, hayvan sevgisinin ne anlama geldiğini bilmeyenlerce onaylanmış oldu.
*
Peki, şimdi ne olacak?
Yasal dayanağımız olmaksızın nasıl koruyacağız bunca masum hayvanı?
Hak mücadelesi maalesef zorlu ve uzun bir yolculuk. İlk olarak vazgeçmeyeceğiz!
Katliam Yasası’nı azıcık vicdanı olan hiç kimse desteklemiyor. Milyonlarca insanı üzen, milyonlarca hayvanın ise yaşam hakkını gasp eden bu yasaya karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
İkincisi; kanun tüm belediyelere 2028’e kadar yeterli sayı ve kapasitede bakımevi kurma zorunluluğu getiriyor. O halde bu konunun takipçisi olacağız. Hiç olmazsa, her kentte belli standartlara sahip doğru düzgün bakımevlerinin yapılabilmesi için mücadele edeceğiz.
Israrla barınaklara gideceğiz.
Sahiplendirmenin teşvik........
© 9 Eylül Gazetesi
