menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangisine yanalım

8 0
12.04.2025

Son günlerde “yeter artık” diye avazım çıktığı kadar bağırma hissi yakamı bırakmıyor. Memleketin hali malum; Dünya yangın yeri… Kendi küçük dertlerimizi unuttuğumuz zamanlardan geçiyoruz.
Hangi soruna odaklanacağımızı, hangi duruma tepki vereceğimizi, hangi haksızlığa yanacağımızı şaşırmış haldeyiz.
Öyle kısa sürede öyle çok şeye tanık oluyoruz ki, sosyal medya bile ülke gündeminin hızına yetişemiyor.


*

Bir aydan kısa bir zaman içinde yaşanan olaylardan birkaçını hatırlayalım:
Seçilmiş belediye başkanları, gazeteciler, protesto hakkını kullanan öğrenciler daha hüküm giymeden tutuklanıyor.
Anayasa’ya göre suç olmayan şeyler suç kabul edilebiliyor.
24 Ocak’ta Kadıköy'de bir pazarda bıçaklanarak katledilen 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin davası başlıyor. Katillerin ailesi, Minguzzi ailesini tehdit ediyor. Davanın başladığı gün, hayatının baharında bir hiç uğruna öldürülen Mattia Ahmet’in mezarı saldırıya uğruyor.
İzmir Kemalpaşa’da, bir hayvan sever bahçesinde köpekleri beslediği için komşusu tarafından vuruluyor ve hayatını kaybediyor.
Tüm bunlar olurken, sokak köpekleri toplanıyor. Toplanan canların başına kim bilir neler geliyor? Ne kadar isyan etsek de, yasaya itiraz etsek de sonucu değiştirememek bitiriyor bizleri…
Ve bir de İklim Kanunu Meclis’te görüşülmeye başlandı. “Şu anda kim takar iklimi” diye düşünenleriniz olacaktır. Haklısınız belki ama tüm ülkeyi ve ülkedeki her canlıyı yakından ilgilendiren bir kanun teklifi bu. Maalesef sivil toplum kuruluşlarından tek bir görüş alınmadan hazırlanmış. Ve görünen o ki; doğa ve halk yararından çok şirketlerin kazanımlarına odaklanıyor.

Şu bir gerçek ki artık toplumun geneline yayılmış bir huzursuzluk hali söz konusu. Ve maalesef bu durum her geçen gün daha da derinleşiyor.
Yukarıda saydığım olayların tamamı birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında bir noktada bağlanıyorlar: Adalet.
Ona olan ihtiyacımız büyüyor. Hak, hukuk ve adaletin sağlanacağına dair inancımız zayıfladıkça da huzursuzluğumuz artıyor.
İnsanıyla doğasıyla, herkes için eşit ve adil bir hukuk sistemi yeniden inşa edilmeden, huzur bulmamız mümkün........

© 9 Eylül Gazetesi