menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Panturan ve Kürtler

13 0
11.09.2025

İngilizlerin bakış açısıyla Pan Turancılık açısından Türkiye’nin önündeki önemli engel.

İngiliz Hariciyesine 1919’da sunulan bir kitapta (The Rise of The Turks The Pan-Turanian Movement, February 1919,Türklerin Yükselişi ve Pan Turan Hareketi, s. 37), Türkiye açısından Pan Turancılığın önündeki önemli engellerden biri üzerinde durulmuştur. Söz konusu ‘gizli’ kitapta yer alan bilgi ve yorumlar şöyledir: ‘Pan-Turancı bakış açısından Kürtler, olumsuz bir faktör olarak özel bir öneme sahiptir. Kürtler, Farsça’nın lehçelerini konuşan bir İran halkıdırlar ve asıl yurtları, Pers platosunu Mezopotamya havzasından ayıran dağ silsilesidir. Güneydoğuda, onlarla akraba olan ve aynı zamanda dağ toplulukları olan Lurlar ve Bahtiyariler ile komşudurlar ve yayılmaları esas olarak ters istikamette veya kuzeybatı yönünde olmuştur. Bu yayılma, Türk göçleriyle yakından bağlantılıdır. Türkler, MS 11. yüzyılda Orta Asya'dan Kuzey İran'a göç ettiklerinde, yaklaşık 3.000 yıldır Pers platosunun batı kısımlarını işgal eden Kürtleri yerlerinden etmediler. Kürtlerin yaşadığı dağlardan kaçınarak kuzeye, Azerbaycan'a, Aras vadisine ve oradan da Kürdistan'a dokunmayan bir rotayla Ermenistan'a ve Anadolu'ya yöneldiler. Onların hedefi Anadolu idi, Ermenistan ise ana yollarıydı. Sonuç olarak, beş yüzyıl boyunca aralıklı olarak devam eden göçlerin ardından Anadolu yeni bir Türk ulusunun merkezi haline gelirken, Ermenistan insansız ve yarı ıssız kalmıştı. Bu, Kürtler için bir fırsattı. Kürt aşiretleri, Türklerin yarattığı boşluğa sürüklendi ve giderek Urmiye ve Van gölleri ile Dicle ve Fırat'ın yukarı vadilerine yayıldılar. Sonunda Karadeniz ve Akdeniz'i neredeyse görebilecekleri bir noktaya geldiler. 'Pan-Turan coğrafyası’ açısından, böylece, stratejik bir konuma sahip oldular. Halep'in kuzeyindeki bir noktadan Bağdat'ın doğusundaki bir noktaya kadar geniş bir yayın içinde kalan bu bölgeler, bir yanda Anadolu, Kafkasya ve Azerbaycan'ın Türkçe konuşan nüfusları ile diğer yanda Arap dünyası arasında neredeyse kesintisiz bir tampon bölge oluştururlar. Daha da önemlisi, Ermenilerle ve Ermenistan'ın şu anda Kürt olarak sınıflandırılan bazı yerli dağ aşiretleriyle birleşerek Anadolu (Osmanlı) Türklerini daha doğudaki tüm Türklerden ayırırlar. 1915 Ermeni katliamları sırasında, bir Türk jandarması, Danimarkalı bir Kızılhaç hemşiresine şöyle demiştir: ‘Önce Ermenileri, sonra Rumları ve sonra da Kürtleri öldüreceğiz. Pan-Turancı düşünce, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Ermenilere yönelik muamelesinin bir sebebi olduğu sürece, Jandarma, üstlerinin izlediği siyasetin mantıksal sonuçlarını dile getiriyordu. Öte yandan, eski rejim altında, Osmanlı İmparatorluğu........

© 9 Eylül Gazetesi