Zeytinin Laneti
Anadolu’nun güneş görmüş her taşı, bir ağacın köküne uzanır bu topraklarda. O ağaç, çoğu zaman zeytindir. Ölümsüzlüğün simgesi, tanrıların sofralarına armağan, barışın dalı…
Evet, Lidya’dan Roma’ya, Bizans’tan Osmanlı’ya kim bu toprağa elini sürmüşse, önce zeytine eğmiş başı. Çünkü zeytin yalnızca bir meyve değil; bir medeniyetin, bir kültürün, hatta bir yaşam felsefesinin adıdır.
Homeros’un dizelerinde “yaşamın özü” olarak geçen zeytin yağı, tanrıçaların bedenine sürülen, savaşçının yarasına damlatılan sıvı altındı. Bugünse bu altın, yerin altındaki başka bir parıltı uğruna kurban ediliyor.
Mecliste geçtiğimiz günlerde öyle bir yasa tasarısı gündeme geldi ki; adıyla süper, içeriğiyle tam bir süprüntü: ‘Süper İzin...’
Enerji, madencilik, ulaşım yatırımlarını hızlandırmak bahanesiyle torbaya tıkıştırılan yasa teklifi, 26 saat boyunca komisyonda tartışıldı. Tartışıldı dediysem, öyle medeni medeni, aklıselim düzlemde değil… Yumrukların konuştuğu, vekillerin birbirinin üzerine yürüdüğü, "zeytinlik mi kaldı, siz önce aklınızı koruyun!" nidalarının yükseldiği bir tiyatro sahnesinde.
Komisyon salonu bir ara zeytinlikten çok ringe benzedi. CHP’li milletvekillerinin itirazlarına........
© 12punto
