Burası Türkiye. Toplum, karpuz misali ikiye ayrılmış durumda. İstanbul’da yaklaşık bir haftadır yer yerinden oynuyor. Yüz bin ila 2 milyonu aşkın insanın katıldığı mitingler yapılıyor yandaş medya kuruluşlarından tek bir haber görüntü verilmiyor. Penguenler ekranlarda. Diğer taraftaki medya kuruluşları saatlerce naklen yayın yapıyor. İlginç değil mi?

Hukuk devleti kavramının iyice yozlaştığı bir atmosferde suyun fokurdamaya başladığı görülüyor. İktidar da odun atmaya devam ediyor.

Özellikle gençler başta olmak üzere toplumun büyük bir kesimi gerek evde televizyonlarının başında, gerek sokaklarda yaşanan hukuksuzluklar karşısında büyük tepki gösteriyor.

İBB Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına her gün artarak yapılan haksızlıklar ve hukuksuz uygulamalar kişilerin ve toplumun tansiyonunu epey yükseltiyor.

Tansiyonun yükselmesinden anladığımız "hipertansiyon"dur. Özellikle son günlerin haberlerin satır aralarında İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın hipertansiyon ve kalp hastalığı olması nedeniyle serbest bırakılması epey gündemde yer aldı. Önce anjiyo yapıldı. Stentler takıldı. Kronik hipertansiyon hastalığı düzelmedi aksine yükselmeye devam etti. Kamuoyunun baskısı ve Adli Tıp Kurumunun tıbbi raporuyla evinde tutukluğuna karar verildi. Aslında Polat, Hasan Ali Yücel gibi çalışkan, üretken bir yurtseverdir. Suçsuzdur. Buradan sağlık dileklerimi iletiyorum.

Gelin biz bize Hipertansiyonu konuşalım, Bugünlerin gündem kelimesi, hipertansiyon…

Toplumun 18 yaş üstü, yetişkin kesiminin yarısına yakını Hipertansiyon (HT) yani yüksek tansiyon hastasıdır. Sinsi yani sessiz bir hastalıktır. Sağlığına önem vermiyorsan, sağlık kontrollerine gitmiyorsan, bir gün........

© 12punto