menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Din, hassasiyetler ve zihniyet

18 1
07.07.2025

Din kağıda döküldükten sonra kendini okurun eline bırakmış; okurun beklentileri, zaafları, ahlaki ve etik değer yargıları, içinde bulunduğu çevresel koşulların okurda yarattığı etki, dini yeniden üretmiştir. Hassasiyet dediğimiz mesele de bundan gayrı bundan azade bir durum değildir. O aynadan bize yansıyan suret kitlenin bütününü, içinde bulunduğu siyasi ve psikolojik refleksin gerçekliğini yansıtır. Hal bu olunca odaklanacağımız yer de kitlenin bugüne ve yarına dair anlattığı hakikat olacaktır.

Leman dergisinde çizilen karikatüre gösterilen tepki görünümlü linç ve imha siyasetinin kristalize ettiği gerçeklik de budur. Zira sözünü ettiğimiz hadisede, sağduyulu bir tepkiden ziyade saldırgan bir zihniyet ve şiddete meyilli toplumsal bir kitle ve maalesef o kitleye örtük biçimde sahip çıkan siyasal kadrolar vardır.

Leman önüne gelenlerden bazıları her şeyden önce Türkiye tarihinin tanıdık olduğu kimselerdi. Bu kişilerin sürdürdüğü gelenek (İBDA-C) onlarca insanın diri diri yakıldığı Madımak katliamını “Şanlı Sivas Kıyamı” olarak selamlamış, bu çizginin dergilerinden Taraf Dergisi’nde yazılar kaleme alan Murat Doğu katliamı yetersiz bularak “daha iyi vurulabilirdi” ifadelerine yer verip “Hedef deyince hem şahıs hem kurum olarak hepsi içine girer” sözlerine imza atmıştı.

Yine İBDA-C eksenli yayın yapan Baran Dergisi’nde Kazım Albay “Sivas sanıkları mağdurdur ve sırf Alevilerin kini için cezalandırılmıştır” derken anılan inanç grubuyla ilgili 2012 yılında aynen şu ifadeleri kullanmıştı:

“Cumhuriyet rejiminin........

© 12punto