menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

En zor soru kendimize sorduğumuzdur

26 44
11.08.2025

Hayatta karşımıza çıkan soruların çoğu başkalarından gelir. Ama en zor olanı, kendi kendimize sormaya cesaret ettiğimiz sorulardır. Çünkü bu sorular, cevabını başkalarına değil, sadece kendimize vermemizi ister. Ve cevap bazen bütün hayatımızı değiştirecek kadar güçlü olabilir. Soru sormak cesaret ister, en çok da kendine sormak lazım.

Yaş aldıkça kafamızdaki sorular azalmaz, artar. Hem de ne sorular… Ama çoğu zaman onları yüksek sesle sorma cesaretimiz azalır. Çocukken “Neden?” diye başlayan cümlelerimiz, yetişkinliğe yaklaştıkça yerini “Bilmediğim anlaşılır mı?” kaygısına bırakır. İş hayatında, aile içinde, dost sohbetlerinde bile merak çoğu zaman “vakit kaybı” sayılır.

Oysa merak etmek, yeni sorular sormak, bilmediğini kabul etmek… bunların hepsi insanın kendine açtığı en özgür ve yeni kapılardır. Hele ki hayatın dönüm noktalarına geldiğinde, merak sadece bir duygu değil; yepyeni bir hayatın başlangıç işaretidir. Soru sormak, merak ettiğin ya da daha iyi anlamak istediğin bir şeyi öğrenmenin en etkili yoludur.

Ama bizim gibi toplumlarda bu, güç değil, zayıflık işareti gibi görünür. Çocukken bize, “Çok soru sorma” veya “Saçma sapan soru sorma” derler. Okulda bazen öğretmenlerimiz, “O bu dersin konusu değil, seneye öğrenirsin” diye geçiştirir. İş hayatında da durum farklı değildir: “Bırak soru sormayı, işimize bakalım” diyen yöneticiler yüzünden zamana karşı yarışan insanlara dönüşürüz. Oysa zaman kazanmanın en iyi yolu her ‘doğru soruyu’ sormaktan geçer. Kendimizle ilgili aldığımız büyük ve doğru kararlar da hep sorular sorarak alınır. Bir gün bir toplantıda, yeni katılan genç bir ekip arkadaşım elini kaldırıp,

— “Bu işi neden hep bu şekilde yapıyoruz?” diye sordu.

Salonda kısa bir sessizlik oldu. Ardından eskilerden biri, “Çünkü hep böyle yaptık” dedi. O an anladım: Soru sormayı bıraktığımız an, öğrenmeyi de bırakıyoruz. Yıllarca soru sormamayı öğrendikçe, soruları içimizde tuttukça ve gördüğümüzü yaptıkça soru sormaktan vazgeçiyoruz. Dışarıya sormadığımız sorular, içimizde yankılanıyor. İşte bu da zor sorular sormaktan vazgeçiriyor, sevelim sevmeyelim öncekilerin yaptığını taklit etmeye ve mutsuz olmaya başlıyoruz.

Mutsuz oldukça kafamızda sorular oluşuyor. Üstelik bu soruları başkasına değil, kendimize sormamız gerekiyor:

Bu sorular, genelde kendimizi değersiz hissettiğimiz zamanlarda gelir akla. Güvenin........

© 10 Haber