Toplumsal roller yeniden yazılıyor…
Yıllardır kadınlara “güçlü ol” denildi. Ayağa kalk, ağlama, kendi paranı kazan, kimseye muhtaç olma… Kadınlar da öğrendi, hem de fazlasıyla. Ayağa kalktı, direndi, işini büyüttü. Üstelik sadece ekonomik ya da sosyal anlamda değil; duygusal dayanıklılıkta da güçlendi. Artık kadın, direncin, sabrın ve mantığın ustası.
Peki aynı dönemde erkeklere ne öğretildi? Aslında pek bir şey değil… Ama nedense çok şey değişti. Kadınlar her geçen gün daha dik durdukça, erkeklerin omuzları biraz daha düştü. Kadınlar “güç” kelimesini içselleştirirken, erkekler “hassasiyet” kavramını keşfetmeye başladı. Sosyal medyada, ilişkilerde, gündelik hayatta artık yeni bir tablo var:
Bir zamanlar “soğukkanlı” olması beklenen erkek; şimdi duygusal, kırılgan, onay arayan, estetik kaygılar taşıyan, aynanın karşısında dakikalar geçiren birine dönüşüyor. Kadın ise artık teselli edilen değil, teselli eden; korunmaya muhtaç değil, koruyan konumunda.
Kadın yıllarca “güçlü ol” mesajıyla büyütülürken; erkeğe “sen zaten güçlüsün” denildi. Ve tam da bu yüzden, erkek kendini hiç geliştirmedi. Bugün güçlü kadınların........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon