Anadolu'nun Mozart'ı; "AŞIK MAHZUNİ"
Aşık Mahzuni Şerif...
Türküler yakar, kalplere değerdi, dillerden düşmezdi ezgileri.
O türküleriyle bize yol gösteren ozanlardan biriydi Mahzuni.
"Aşık geleneğinin" Aşık Veysel, Muharrem Ertaş ve Neşet Ertaş’la beraber bu coğrafyada dört temsilcisinden biriydi.
****
Yazar Murat Meriç ‘’Artık aramızda değil, yeni türküler söyleyemiyor belki ama ölümüne dek söyledikleri, kuşaklar boyu dilden dile aktarılacak.’’ diyor ve ekliyor:
“Üstelik ‘Yuh Yuh’ örneğinde olduğu gibi, bu türküler kırk yılı aşkın bir süredir güncel, her döneme uyuyor. Büyüklüğü, hem de burada: Sözünü sadece düne ve yaşadığı güne dair söylememiş, geleceği de işin içine katmış.”
Tasavvuf, halk kültürü ve Alevi-Bektaşi geleneğinden beslenmiştir Mahzuni.
Ona tasavvufu anlatan Cırık Baba, mahçupluğu yüzünden “Mahzuni”
mahlasını vermiştir.
(Asıl adı Şerif Cırık’tır)
Kendisini şöyle ifade eder; “ Pir Sultan’ın felsefesine, Aşık Veysel mülayimliği katıp , onlara da Davut Sulari ezgisini ekleyince, ortaya Mahzuni çıktı. Güzel sevmek ise bütün aşıklara Karacaoğlan ustamızdan geçen bir huydur!”
****
Bir ’Gökte yıldız, yerde ışık görünmez/ Güneş doğup gündüz olduğu zaman/ İnsanoğlu ara yerde sürünmez/ Baş koyacak yastık bulduğu zaman’’ yazardı.
Bir; “Hoşt Amerika, puşt Amerika..Katil Amerika!”
Mustafa Kemal Paşa için ; “Sana hasret sana hayran gönlümüz/ Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin/ Bu gemi Karadeniz/ Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin”..
Ya;
“Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi!”
****
12 Mart Muhtırası sırasında yasaklıydı, egemenler yasak koydu, 8 yıl sahneye çıkamadı. “Köşkün sarayın yıkılsın/ Erim erim eriyesin/ Umudun suya dökülsün”ü dönemin Başbakanı Nihat Erim için yazmış, başına gelmedik iş kalmamıştır.
Duygularını şöyle aktarmıştır o günlerde;
“Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu. Canlı bir balığı tutun ve kumun üzerine atın o balık o denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere öyle bakıyordum.”
Bir “Yuh..Yuh”u vardı, marş gibiydi!
Gün geldi, ağladı; efsane bir türkü daha........
© Yurt
