ABD olmadan AB’nin güvenlik geleceği: stratejik bir dönüm noktası
Avrupa onlarca yıldır savunma harcamalarını kısarak ABD’ye bağımlı geldi. Şimdi Trump NATO’yu onlar da “stratejik özerkliği” tartışıyor. Fotoğraf NATO birliklerini Litvanya’da bir resmi geçitte gösteriyor. (Foto: Justinas Auškelis/LRT)
Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, küresel jeopolitiği aniden değiştirdi. Yönetiminin Önce Amerika (America First) doktrinini yeniden uygulamaya koyması, NATO’da ABD taahhütlerini azaltmaya yönelik tehditleri ve Avrupa ülkelerine kendi savunmalarının finansal yükünü üstlenmeleri için baskı yapması, Avrupa Birliği’ni bir yol ayrımına getirdi. Avrupa uzun süredir “stratejik özerklik” kavramını tartışıyor olsa da, ABD’siz bir NATO ihtimali artık sadece teorik bir mesele değil, acil bir güvenlik sorunu haline geldi.
Öte yandan, Trump yönetiminin Ukrayna krizine yaklaşımı— Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’yi küçümseyici tavır, askeri yardımların ciddi ölçüde azaltılması ya da tamamen kesilmesi—transatlantik ilişkilerde derin çatlakları gün yüzüne çıkardı. Avrupa liderleri artık kaçınılmaz bir gerçekle yüzleşiyor: ABD’ye bağımlı olmadan ortak bir savunma sistemi kurabilirler mi? NATO, etkisizleşmiş bir yapı haline gelirse, Avrupa’nın alternatifi ne olacak? Ve en kritik soru: Türkiye ve Rusya gibi aktörler bu değişen manzarayı nasıl kendi lehlerine kullanacak?
Şimdi, Avrupa’nın kendi güvenlik mimarisini inşa edip edemeyeceğini, “ABD’siz NATO” senaryosunun doğurabileceği sonuçları, Türkiye’nin olası stratejik rolünü ve Putin’in Avrupa üzerindeki etkisini değerlendirme zamanı.
NATO, kuruluşundan bu yana Amerikan liderliği altında şekillendi. ABD, NATO’nun toplam savunma harcamalarının yaklaşık yüzde 70’ini karşılıyor; ittifakın nükleer caydırıcılık, istihbarat paylaşımı ve hızlı müdahale kapasitesinin büyük bir bölümünü sağlıyor. Washington’un çekilmesi, NATO’yu kökten zayıflatacak ve ittifakın varlığını sorgulanır hale getirecektir.
ABD’siz NATO’nun karşı karşıya kalacağı en büyük boşluklar şunlardır:
• Nükleer caydırıcılık: ABD’nin nükleer şemsiyesi NATO’nun bel kemiğidir. Fransa ve İngiltere nükleer silahlara sahip olsalar da, tüm NATO ülkeleri için yeterli caydırıcılığı sağlayabilecek kapasiteye sahip değiller.
• Komuta ve kontrol zafiyeti: ABD, NATO’nun operasyonel komuta yapısının büyük bir bölümünü üstleniyor. Lojistik, hava taşımacılığı, uydu istihbaratı gibi kritik askeri bileşenler ABD’ye bağlı durumda.
• Savunma Harcamaları: Avrupa’daki NATO üyeleri, on yıllardır savunma harcamalarını kısarak ordularını ABD’nin güvenlik garantilerine bağımlı hale geldi. Almanya gibi ülkeler savunma harcamalarını........
© yetkinreport.com
