menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu denklemlerinin eş zamanlı çözüm hamlesi

109 0
16.05.2025

İstanbul’daki Ukrayna-Rusya görüşmeleri, Suriye’nin geleceği üzerine Türkiye’nin rolü ve PKK sorununa çözüm, eş zamanlı bir diplomasi fırtınası görünümünde.

Rusya-Ukrayna görüşmeleri Türkiye’nin ev sahipliğinde, ABD’nin de katkısıyla İstanbul’da yapılıyor. Böylece 2022’de savaşın başlaması ardından iki ülke arasında yapılan iki görüşme ardından üçüncüsüne de Türkiye’nin arabuluculuğu ile gerçekleşiyor.
Bir başka açıdan baktığımızda modern tarihte eşine az rastlanır bir görünümle karşı karşıyayız. Gelişmeler Rusya-Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu konularında eş zamanlı diplomatik çözüm gayreti olarak yorumlanabilir. Çözüm elbette kolay gelmeyecektir ama son birkaç günde hızlanan birkaç aylık süre içinde bu üç alanda da önemli ilerleme sağlandığı görülebiliyor.
Bu süreçte ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da başrollerde.
Bu eş zamanlı diplomasi hamlesi tutarsa Türkiye kuzeyindeki Rusya-Ukrayna, güneyindeki Suriye ve PKK sorunlarını eşzamanlı olarak hafifletecek. Rusya toprak, sanayi altyapısı ve iş gücü kazancı yanı sıra savaş ekonomisinden kurtulmuş, ABD’de Avrupa-Ortadoğu yüklerini, üstelik onlara ödeterek hafifletmiş olacak. Ukrayna ise ne yazık ki en büyük kaybeden durumunda, tek kazancı daha fazla kaybetmemek sayılacak.

Trump, kendi iç politikası bakımından Demokrat iktidarlar (Barack Obama ve Joe Biden) döneminde içinden çıkılmaz hale getirilen Ukrayna ve Suriye meselesini, ikinci başkanlık döneminde, geleneksel diplomasiyi sarsan kendi yöntemleriyle çözmeye çalışıyor.
Aslında böylece ABD üzerinde “eski dünyanın”, Avrupa-Ortadoğu coğrafyasının yükünü azaltıp içeriye ve Çin’le ticaret mücadelesine yoğunlaşmak istiyor. Avrupa ve Ortadoğu coğrafyasındaki bütün operasyonlarının maliyetini de İran korkusuyla titreyen Arap ülkelerine fatura ediyor: 13-16 Mayıs arası Suudi Arabistan, BAE ve Katar turunun ABD ekonomisine net katkısı 4 trilyon dolar, yapılan anlaşmaların toplam hacmi ise 10 trilyon doları buluyor.
Trump, ABD açısından “kaybedilmesinde” ilk başkanlık döneminde kendi payının da bulunduğu Türkiye’yi Erdoğan üzerinden yeniden “kazanmak” da istiyor. Ortadoğu ve Doğu Akdeniz politikasının yalnızca İsrail çıkarlarını korumaya, özellikle de kendisine ne yapması gerektiğini dikte etmeye çalışan Binyamin Netanyahu’yu dinlemeye bağlamak istemiyor. Yeni Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Senato’da vurguladığı gibi, işin

© yetkinreport.com