menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GÖRELE BİR DEĞERİNİ DAHA SONSUZLUĞA UĞURLADI: FİKRET AK

9 0
25.01.2025

Ben gelmedim davi için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Dizeler, gönül eri Yunus Emre'nin yüreğinden dökülmüş, yüzyıllar önce. O zamandan bu zamana ne dilden düşüyor, ne gönülden! Dünyaya dava için değil aşk için geldiğini söylüyor kutlu ozan; bir de dost evi olarak gördüğü gönülleri yapmanın gayreti içinde olduğunu belirtiyor. Kuşkusuz, gönül çok önemli bir kavram! Her daim gönülleri yıkmak kolaydır, yapmak zor! Bir başka şiirine “Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil” dizeleriyle giriş yapan Yunus Emre, gönül yıkmanın ne denli kötü bir davranış olduğuna vurgu yapar. Sonuçta, gönül yıkarak gözden düşen de insandır; gönül yaparak göze giren de.
Nice gönül insanlarının filizlendiği, dal budak saldığı, ünlendiği, unutulmadığı bir beldedir, Görele! Uzak, yakın tarihlerde Görele'nin yetiştirdiği güzel insanlar bu beldenin havasını soludular, bu beldenin suyunu içtiler; bu beldenin özünü, ruhunu yürekten duydular, bu beldenin aşkıyla, sevgisiyle yoğruldular…
Güzel insanlar, Görele'yi omuzladılar, sırtladılar doruklara taşıdılar. Bu değerler bu toprakların dilini çözdü, sesini, kokusunu, rengini, dokusunu işledi; ruhunu anlattı, öyküsünü, şiirini yazdı… Örnek mi? İşte, bestekâr Fethi Karamahmutoğlu! İşte Ahmet Kaçar! İşte Burhan Temel! Yalnız bunlar mı? Hayır! Bilimden, kültüre, sanata, edebiyata, musikisine, siyasete, bürokrasiye değin birçok ünlü isim çıkmıştır, Görele'nin bağrından. Ola ki birini unuturum kaygısıyla adlarını sıralamak istemem. Buna gerek de yoktur; çünkü bu değerli kişiler hâlâ halkın gönlünde, kalbinde, beynindeler. Vefat edenler saygıyla, sevgiyle özlemle anılıyor; yaşayanlar baş tacı ediliyor. Unutulmadılar, unutulmayacaklar! Ben, nazik, ince duygulu, yumuşak, hoşgörülü, halden dilden anlayan bu değerli insanlara gönül erleri diyorum.
İşte Görele! Mavi ile yeşilin kucaklaştığı; ince, dar vadilerin koynundaki derelerle cilveleştiği; dorukların güneşle seviştiği; bulutların sık sık gözyaşları döktüğü; bahar gelince bağrına koyu bir sisin çöktüğü güzel, duygulu bir belde! Toprağı berekettir, Görele'nin, denizi, dağı bereket… Kabına sığmaz insanı. Çok hareketlidir, çok çalışkandır. Ekmeğini taştan çıkarmasını bilir. Yokuşlar gibi çetindir; inişler gibi metin!
Böyle bir beldeden çıktı gönül erleri… Kalplerinde Görele sevgisi; dillerinde Görele aşkı… Birkaç gün önce bir gönül erini, bir sevdalısını daha kaybetti Görele: Fikret Ak! Emekli öğretmendi; babasından yadigâr fotoğraf dükkânıydı, mekânı. Vesikalık fotoğraf çektirmek isteyenler; fotoğraf tap ettirmek isteyenler, elindeki fotoğrafı büyütüp çerçeveletmek isteyenler gün boyu girip çıkardı küçücük dükkâna. Bir kare poz için dar tahta basamakları adımlayıp üst kattaki çekim odacığına çıkardı, genç yaşlı; büyük küçük insanlar. Arkalarından elinde fotoğraf makinesi ile Fikret hoca adımlardı basamakları. Tabureye oturulur, poz verilir,........

© Yeşilgiresun