Cevat Fehmi Başkut'un iki perdelik tiyatro oyunu “Buzlar Çözülmeden”e aşina olanlarınız vardır belki. İki defa beyaz perdeye aktarıldı. İlkinde Fikret Hakan, ikincisinde ise Kemal Sunal başroldeydi. Kısaca özetlemek gerekirse 1960'lı yıllarda geçen hikayenin mekanı, kış mevsiminde kar yağışı nedeniyle yolları kapanan bir Anadolu kasabasıdır. Kara kışın hüküm sürdüğü kasabaya iki yabancı çıkagelir. Kasabalılar bu gelenlerin uzun süredir beklenen kaymakam ve katibi olduğu zannına kapılır. Yabancılar da durumu fark eder ve bozuntuya vermezler. Kaymakam ve katibi rolünü üstlenir, halktan yana tavır alıp karaborsacı eşraf takımının canına okurlar. Kaymakam verdiği her kararı ilan ederken “buzlar çözülmeden” o işin hallolmasını ister. Çünkü finalde ortaya çıkacağı üzere bu halkçı kaymakam ve yardımcısı aslında il merkezindeki akıl hastanesinden kaçan delilerdir.
Şimdi Başkut ve eserini niye andık diye soracak olursanız, ABD'deki yeni yönetimin atadığı Ankara Büyükelçisi Thomas Joseph Barrack Jr.'ın 25 ve 26 Mayıs tarihlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları okuyunca insanın, “Acaba bir kontrol mü etsek bu gerçekten ABD büyükelçisi mi?” sorusunu sorası geliyor. Ayrıntılar gireceğiz ama yeni ABD Büyükelçisinin 1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşmasını eleştirmesi dahi hayrete şayan bir durum. Tabi bunu söylerken şunun da altını çizmek lazım. Her ne kadar Osmanlı'yı parçalayıp Ortadoğu küçük lokmalar halinde yutmaya yönelik olarak hazırlanan Sykes-Picot haritası, Birleşik Krallık-Rus Çarlığı-Fransa üçlüsünün ürünü olsa da, Osmanlıyı parçalama gayretlerinde ABD'nin de azımsanmayacak bir yeri vardır. 1820'lerden itibaren Osmanlı topraklarında kurulan ABD misyoner okulları 19'uncu........

© Yeşilgiresun