Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni yönetimini oluşturan tüm karakterler; yalnızca Trump değil, Elon Musk, Vance, Rubio vs… ; kendi imkanları doğrultusunda gerek yüz yüze gerek sosyal medyadan verdikleri mesajlarla, dünyanın kendileri dışındaki ülkeleri, devlet adamları, toplumları ile eşit ilişki kurmak istemediklerini, işbirliği gibi bir niyetleri olmadığını haykırıyorlar. Ancak kendilerine bağımlı durumdaki Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi yapılar ya da Ukrayna gibi yeraltı ve yer üstü zenginliklerine çökebilecekleri çaresiz durumdaki ülkelerle vassallık anlayışına dayalı bir ilişki kurma peşinde olduklarını da her fırsatta tekrar sergiliyorlar. 27 Şubat Perşembe günü Beyaz Saray'da Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky'nin düşürüldüğü durum, ABD yönetiminin izolasyonist hedeflerinin en yüksek perdeden dışa vurumuydu. Daha önce Ürdün Kralı II. Abdullah, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve İngiltere Başbakanı Starmer'in ziyaretleri sırasında Trump'ın benimsediği üslup, Zelensky'nin başına gelebileceklerin sinyallerini vermişti ancak herhalde kimse bir ülkenin devlet başkanının basın yardımıyla bu şekilde pusuya düşürülüp rezil edilebileceğine ihtimal vermiş olamaz. Doğrudur, Zelensky dönemin Rusya'nın savaş ile zayıflatılmasını hedefleyen dönemin ABD Başkanı Biden ve İngiltere Başbakanı Johnson tarafından enstrüman olarak kullanılmıştır. Ancak bu gerekçe dahi “zorbalık diplomasisinin” gerekçesi olarak kabul göremez.
Washington'daki skandalın ardından İngiltere, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 19 ülkeyi Londra'ya davet ederek, Ukrayna'nın mecbur bırakılmaya çalışıldığı teslim şartlarını kabullenmemesini sağlayacak desteği arama çabasına girişti. Türkiye dahil bu toplantıya katılanlar da muhakkak Ukrayna-Rusya savaşının bir an önce bitmesini istiyor ancak talep ettikleri kayıtsız şartsız bir teslim değil. Hele ki ABD'nin Ukrayna'nın tüm yeraltı ve yer üstü kaynaklarına........

© Yeşilgiresun