menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İFTİHAR EDECEĞİMİZ BİR TARİHE SAHİBİZ (2)

19 7
24.02.2025

Türk Yönetimi sâyesinde, Ortodoks Balkan halkları, hem Katolik mezhebinin başı olan Vatikan’ın hem de, Doğu Roma feodallerinin baskılarından kurtulmuştur.

Nitekim, Romen tarihçi Jorga, Bizans’ın ileri gelenlerinden Grandük Luka Notaras’ın, Vatikan hâkimiyetini kast ederek, “İstanbul’da, Kardinal külahı görmektense, Türk sarığı görmeyi tercih ederim” dediğini yazacaktır (Osmanlı İmparatorluğu Tarihi”, Cilt II, s. 36).

Bizans İmparatorluğu, Ermeni ve Süryanileri, Ortodoksluğu kabule zorluyordu. Bu yüzden, bu halklar, Anadolu’nun Türklere karşı müdafaasında, Bizans’a yardım etmediler. Ermeni tarihçi, Urfalı Matheos ile, Süryani tarihçi Mihael’in eserlerinde, Bizanslılara karşı olan bu kinin izleri görülür. Süryani Mihael’in şu sözleri, bu durumu açıkça göstermektedir:

“Türkler, şerir ve Rafızi Rumlar gibi, kimsenin dinine ve inancına karışmıyor; hiçbir baskı ve zulüm düşünmüyorlardı” (Erhan Afyoncu, “Sorularla Osmanlı Tarihi”, “Cilt I, s. 12).

Urfalı Matheos, Selçuk Sultanı Melikşah’tan bahsederken, “Sultan’ın yüreği, Hıristiyanlara karşı şefkatle dolu idi. O, geçtiği memleketlerin halkına bir baba gözüyle bakıyordu. Böylelikle, hiç muharebe yapmadan, birçok eyalet ve şehirlere hâkim oldu” diye yazmaktadır (Patrik Nerses Varjebatyan, Aydınlık kitap eki, 23.4.2015).

Tarihçi Jorga, Alman askerlerinin talanlarından nefret eden Macar köylülerinin, Türklere sempati ile baktıklarından ve Sadrazam Fâzıl Ahmet Paşa’ya, Macarlardan, Macaristan’ın vergiye tâbi bir eyalet olarak, Türk hâkimiyetine alınmasını........

© Yeşilgiresun