EN SON
Yazılarımda ara sıra şöyle bi dokundurup geçtiğim meyve-sebzeyi zamanında yeme konusu, çok eskilerde kaldı.
Çileği sadece mayısta, domatesle salatalığı yaz başında, kestaneyi eylülde, portakalı kasımda, muzu yalnızca aralık sonunda yediğimiz günler.
Hey gidinin efesi günler! Güzel günler.
Bu işlerdeki değişimin etkisi, yaşamın her alanına olduğu gibi, edebiyatımıza da yansıdı. Anılarımızı, acılarımızı dönüştürdü.
Acı?
Babamın mayıs başı vefatı misal.
35 yıl evvel.
***
Çekip gidenin ardından bizlere kalan "en son" kavramı ne yürek dağlayıcıdır di mi? Örneğin babamın o gece en son hangi meyveyi yediğini düşünmek nasıl boğaz düğümleyicidir?
Şimdi olsa tahmin bile edemeyiz. Her şey, artık her mevsimde mevcut çünkü.
Ama ben halen içim buruk yaşarım, az buçuk fikir yürütebilindiği için, o günlere dair... Acaba çilek çıkmış mıydı, kiraz ve karpuz kesin çıkmamıştır canım, onları yiyemeden mi gitti babam, son rakısına elma falan gibi "düz" meyveler mi........
© Yeşilgiresun
visit website