menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Direnmeyi, Anamdan Öğrendim

19 1
01.07.2025

Bir çocuğun, en yakınının ölümünden sonra acısını algılaması biraz zaman alır. Çevresinde insanlar varken hissedemeyebilir. İnsanların kalabalığı azaldıkça acının büyüklüğü, okyanusun en derin yerine dönüşür. Geçen zaman, acıyı azaltmaz; yaktıkça yakar, kavurdukça kavurur. Akan zaman; öğretir, eğitir. Aynı zamanda hızla olgulaştırır. Hele başkalarının sorumluluğu da varsa olgunlaşma birkaç kat artar.
Ne kendinden vazgeçersin, ne de sorumluluğunu aldığın insanlardan. Omuzlarındaki yük artıkça direncin artar. Direncin artıkça taşıdığın yükün ağırlığı daha da fazlalaşır. Her geçen gün, basamakları çıktığın, adımladığın her bir dakika, mücadelenin ne denli zor olduğunu hissettirir. Çocukluğunu, gençliğini bilemezsin, yaşayamazsın. Kendini dinlemeye, ağlamaya dahi zamanın olmaz. Kenarında olduğun denize ulaşamazsın. İçinde olduğun deryada kulaç atamazsın. Babasızlığın acısı her geçen gün büyür. Baban varsa sorun yok. Ama baban önünden giderse…
Başarının kendisi, anlamsızlaşır: Bir okul töreninde ya da bir mezuniyet gününde eksikliğini duyarsın ama kimselere söyleyemezsin. Yaşamın en sevinçli günlerinden biri olan okulunu bitirdiğinde bir yanın eksik kalır. Fotoğrafın bile olmaz. Olmasını dahi istemezsin. Askere gidersin, yolcu edenin olmaz. Nişanlanırsın, evlenirsin, hep bir tarafın eksik kalır. Duyarsın, ama duyurmazsın. Ağlarsın ama gözlerinden yaş gelmez.
***
Ferdi Zeyrek'in ölümüne çok üzüldüm. Tarif edilemeyecek ölçüde ağladım. Ağlamak insana dairdir. Aslında Ferdi Zeyrek'ten daha çok çocuklarına ağladım. Kendimle özdeşleştirdim. Belki de kendime ağladım. Bu ölüm beni elli dört yıl öncesine götürdü. Bütün bunları 1971 yılında 14 yaşında olan bir çocuğun gözüyle yazdığımı düşünmenizi isterim. Hele kızı Nehir'in “Baban varsa sorun yok. Ama benim artık bir babam yok” sözü içimi........

© Yeşilgiresun