Sessiz çoğunluk, gürültülü milliyetçilik: Ötekileştirmenin siyaseti
Türkiye, son yıllarda hem iç hem de dış dinamiklerle şekillenen karmaşık bir siyasi atmosfer içinde yaşıyor. Milyonlarca mültecinin ülkeye yerleşmesi, toplumsal dokuyu ve güvenliği tehdit eden bir unsur hâline gelmiş durumda. Ancak, bu büyük soruna dikkat çekmesi beklenen milliyetçi siyaset, mülteci krizini görmezden gelerek kendi varlığını sürdürebilmek için farklı bir strateji izliyor: Kutuplaştırma ve ötekileştirme.
Mültecilerin varlığı, Türkiye'nin demografik yapısını, sosyal dokusunu ve güvenliğini derinden etkileyen bir mesele hâline geldi. Bu insanlar, ekonomik kaynakların sınırlı olduğu, işsizlik oranlarının yüksek olduğu ve sosyal hizmetlerin yetersiz kaldığı bir ortamda, komşu sorunları yaşatıyor ve gettolaşarak gerilimler yaratıyor.
Mülteciler, bir yandan ekonomik yük oluştururken, diğer yandan toplumsal huzursuzluğun kaynağı hâline geliyor. Ancak, bu kriz yalnızca sosyo-ekonomik bir problem değil, aynı zamanda bir güvenlik sorunu olarak da karşımızda duruyor.
Tam bu noktada, mülteci krizine odaklanması beklenen milliyetçi siyaset, bu sorunu adeta yok sayıyor! Milliyetçi söylemler,........
© Yeniçağ
visit website