menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuk ve Hukuksuzluk…

27 1
29.03.2025

Hukuk nedir? Neye yarıyor? Bir hatıram canlandı hafızamda;

MHP duruşmaları sırasında avukatlar sırasında bulunan Galip Erdem, duruşma hâkimi Vural Özenirler’e soruyordu:

-“Sanıklar, kafese geldik! Kafesteyken! Bizi kafese aldılar! diyorlar. Nedir bu kafes? Bunları kafeslere alıyorlarsa, bunlar kuş mu? Kafesin sanıklara sorulmasını ve tutanaklara geçmesini talep ediyorum” demişti.

***

Başımız sürekli havada olması gerekiyordu. Kimsenin yüzüne bakmayacak, sadece tavana bakacaktık ayaktayken. İstirahat ve oturma verildiğinde, başımız bacaklarımız arasında yere doğru olacak ve yere bakacaktık. Bizi çağırdıklarında; emret komutanım diye koşacak, havaya bakarak topuklarımızı sert bir şekilde birleştirip, verilen emri bekleyecektik.

Emir verildiğinde, emre itaat edecek ve “sağ ol komutanım” diye yüksek sesle bağıracaktık. Daha sonra “yerime dönebilir miyim” diye talep bildirerek, dön komutuna “sağ ol komutanım” diye bağıracak ve hızla bekletilme yeri olan kafesin içine dönecektik! Yerimizde sayarak dizlerimizi göğüs hizasına yaklaştıracak, diğer arkadaşlarla uyumlu olarak yerimizde sayacak, oradaki askerin söylediğini hep bir ağızdan koro şeklinde tekrarlayıp söyleyecek ve ezberleyecektik “anladınız mı laaaaan” diye bir ses gürlerdi!

Kısa merdivenleri çıkıp, binanın giriş kapısından içeri joplarla itildik. Girdiğimiz salonun ortasındaki demir parmaklıkların Mamak askeri ceza ve tutukevinin en önemli hatıralarını yaşatan yer olduğunu hiçbirimiz tahmin etmemiştik! Buraya “kafes” diyorlardı. Buraya girmeden koğuşlara gidemezdiniz, buraya girmeden dışarı da çıkamazsınız. Kafes: Mamak’ın en önemli yeridir. Cezaevine kabul edildiğiniz yerin başlangıcı ve cezaevi çıkışının son noktası... İki nokta arası bir doğru gibi!

Biz bir gece kaldık. Orayı cezaevinin yatılacak koğuşu sanacak kadar uzun kalan arkadaşlar vardı. (Aslında çıkasıya kadar bende öyle sanmıştım) Her geçen saniyenin bedeli size ödetiliyordu.

Alışmadığımız ortama alıştırmak için ellerinden gelen yardımı (!) bizden esirgemiyorlardı…

Her şaşkınlığımızda bir hata yapıyor, yaptığımız hatayı tekrarlamamamız için kafesin yanına bizi çağırıyorlar, ellerimizi uzatmamızı istiyorlar ve ellerimizi joplayarak hatalarımızı düzeltme konusunda yardımcı........

© Yeniçağ