menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Biz Ne İstiyoruz?

31 31
30.08.2025

Çok mu şey istiyoruz, yoksa olması gerekeni mi hatırlatıyoruz?

Bazen sadece eleştiriyoruz gibi görünsek de, aslında ne istediğimizi gayet iyi biliyoruz. Her eleştirinin, her “yanlış” dediğimizin ardında bir “doğru” arzusu yatıyor. Biz, yanlışlara karşı dururken yalnızca bireysel bir memnuniyetsizlik dile getirmiyoruz; aksine bu yanlışların birilerinin “doğrusu” hâline geldiğinde bir düzenin, toplumu nasıl erozyona uğrattığını görüyoruz. Ve milletimizin bu çarpık doğrulardan korunmasını istiyoruz.

Yanlışa yanlış dediğimizde, birileri hemen rahatsız oluyor. Çünkü bu yanlışlar, onların “doğrusu” olmuş. Biz ise bu çarpık doğruların altında ezilen milyonların sesi olmaya çalışıyoruz. Bizi susturmak isteyenlere karşı, susmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki susarsak, bu düzen suskunluğumuzu kendisine sermaye yapacak.

Biz huzur içinde yaşayacağımız bir devlet istiyoruz.

Biz huzur istiyoruz. Hukukun olduğu, kuralların keyfe göre eğilip bükülmediği, adaletin terazisinin eğilmediği bir memleket istiyoruz. Bir savcının, bir yargıcın sadece anayasaya ve vicdanına bağlı yaşadığı bir ülke istiyoruz... Kimin kim olduğuna bakmadan hakkı teslim eden bir yargı düzeni istiyoruz.

Bir hastaneye gittiğimizde, bir bakışta banka müşterisi gibi değil, bir insan olarak görüleceğimiz bir sağlık sistemi istiyoruz... Hekimlerin reçeteyi kâr değil, şifa için yazdığı; hastanelerin “hasta garantili yatırım” değil, halkın sağlığına adanmış kurumlar olduğu bir sistem istiyoruz.

Şehirlerimizin, mimarlarımızın, mühendislerimizin bize sadece beton sunmadığı; ruhumuzu da düşünerek planladığı bir yaşam alanı istiyoruz. Her köşesi AVM olan, gökyüzünü unutturan değil; estetikle huzur veren kentlerde yaşamak istiyoruz. Yollarımızın, şehirlerimizin sadece araçlar için değil, insanlar için var olmasını istiyoruz. Yaşam alanlarımızın, beton yığınları değil, nefes alınabilir, estetik ve ruhu olan yerler olmasını istiyoruz. Mimarlığın sadece metrekare hesabı değil, bir toplumun ruhunu şekillendiren bir sanat olduğunu........

© Yeniçağ