menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ya Referandum Ya Seçim

26 4
16.05.2025

2004 yılında imzaladığımız Ottowa Antlaşması neticesinde Suriye sınırındaki mayınları temizledik. Evet mayın insanlık dışı bir önlemdi, olmamalıydı. Mayın döşemeyi savunamayız. Daha insancıl çözümler üretmeliydik. Neticede mayınların temizlenmesine ikna edildik ve milyonlarca göçmenin Türkiye’ye gelmesi için yol açmış olduk. O zaman mayınların kaldırılmasına itiraz edenler bunu öngörmüşlerdi. Ancak hakarete uğramaları yanlarına kar kaldı. Benzer şekilde milli duyarlılığı yüksek parti ve STK’ların yıllar önce kontrol altına alınmış olmasının, refleks veremeyecek hale getirilmesinin tesadüf olmadığı; bu durumun mayın temizlemeye benzer şekilde aynı odaklar tarafından planlandığı ortaya çıkmıştır. İhraçlar, kanunsuz kongreler, saldırılar şimdi daha anlamlı geliyor.

Emperyalist Batı’ya şirin gelen ve Türkiye'yi “göçmenistan”a çeviren ensar-muhacir sloganlı göçmen politikalarıyla geçen son on beş yıldan sonra yine emperyalist güçlerin isteklerine uygun bir Ortadoğu'yu dizayn etmelerini kolaylaştıracak, iktidarın devamını sağlayacak Kürt-Türk kardeşliği sloganlı yeni bir dönemle karşı karşıyayız.

PKK bildirisinin açıklanmadan önce MİT, Bahçeli ve bebek katilinin onayından geçmemiş olması düşünülemez. Buna rağmen bildirinin sanki Türk milleti yenilmiş, ülkesi işgal edilmiş gibi “rövanşist” bir dille kaleme alınması ise sadece Cumhur İttifakı'nın koltuk sevdasından dolayı diz çökmesiyle izah edilebilir. PKK’nın sonuç bildirisinde Lozan’a işaret edilmesi de boşuna değil elbette, hedefe........

© Yeniçağ