menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çanakkale Savaşına Girişimiz Ve Anılardan Yansıyanlar

28 11
18.03.2025

Balkan Savaşında Osmanlı Devletinin uğradığı yenilgi sonucunda, Büyük Güçlerin Osmanlı Devletine Ege’deki adaların ve Edirne’nin teslim edilmesi yönündeki Notasına Kamil Paşa Hükümetinin olumlu yanıt vermesi üzerine 23 Ocak 1913’te, Enver Paşa öncülüğünde İttihat ve Terakki Partisi, eldeki tüm olanakları kullanarak bu bölgelerin elde tutulması için bir darbe yaparak devletin yönetimini (iktidarı) ele geçirmişti. Türk siyasi hayatında önemli bir kırılma noktası olan Bu darbe tarihe Bab-ı Ali Baskını olarak geçmiştir.

Hükümetin ve devletin en aktif kişileri olarak görülen Talat, Enver, Cemal Paşalar ile Maliye Nazırı Cavit Bey vatansever çabalarına karşın Balkan Savaşları’ndan yenik çıkıp çok ağır darbe yiyen orduyu ve ekonomiyi bir türlü düzeltememişlerdi. Asıl önemli konu, her an patlaması beklenen büyük savaşta hangi safta yer alınacağının belli olmayışı idi. İngilizlere de Fransızlara da başvurulmuş ama İttifaklarına kabul edilmemişlerdir.

2 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı Devleti ile Almanya arasında Enver Paşa ve Sait Halim Paşa, hükümetin onayı alınmadan alelacele ve savaşa Almanya tarafından sürüklenebileceğimizi bile bile bu birlikte hareket etme antlaşması imzalanmış, başımız bir nevi belaya sokulmuştur.

Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu ve Batı Cephesi açılmış, Doğu cephesinde açılan savaşın içinde yer alan Osmanlı devleti on ayrı cephede savaşmak durumunda kalmıştı.

10 Ağustos 1914’te İngilizlerin takibinden kaçan Goeben ve Breslau adlı Alman gemilerinin Enver Paşa’nın gizli izni ile Çanakkale boğazından geçmesi Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesine neden olan ilk adım olmuş, Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını ilan edip birine Yavuz diğerine de Midilli adlarını vermiş ve personeliyle Osmanlı Donanmasına katmış üstelik bu savaş gemilerinin komutanı olan Tuğamiral de Osmanlı donanma komutanlığına atamıştır.

Donanma komutanı olan Alman Amiral, iki ay sonra Osmanlı Hükümeti’nin onaylamamasına karşın Karadeniz’e çıkmış, Rusya’nın Odesa ve Kefe limanlarını bombalamış, iki Rus ve bir Fransız gemisini batırarak resmen Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesine neden olmuştur.

20 Ocak 1915’te Mustafa Kemal 19. Tümen Komutanlığı’na atanır. Atandığı 19. Tümen’i yirmi gün içinde kurarak güçlü ve seçkin bir birlik haline getirir. Aldığı emir üzerine de birliği Ecabat’a taşır

Boğazı geçmek için İngiliz, Fransız ve diğer ülkelerin savaş gemileri boğaza üşüştükleri 6 Mart gecesi Cevat Bey, mayın grup komutanı Hafız Nazmi Bey’e: “Oğlum, sana çok önemli bir görev veriyorum. Vatanın selameti bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır. Yarın akşam Nusret’e son 26 mayını şu gördüğün karanlık limana kıyıya paralel olarak dökeceksin; kendinizi göstermemeye çaba harcayın. Allah yardımcınız olsun.” der.

7 Mart gecesi Nusret mayın gemisinin bütün ışıkları söndürülür, kıvılcım atmasın diye ocaklar bastırılr, maskeli ışıklar altında mayınlar döşenir.

On gün sonra müttefik donanması saldırıya geçer, Nusret’in mayınları........

© Yeniçağ