Sadakat puanla ölçülmez
Geçenlerde Retail Dive’da bir makale ilişti gözüme. “Sadakatte yeni cephe: teşvik temelli pazarlama.” Başlığı görünce, "Eyvah, yine mi puan toplama muhabbeti?" diye geçirdim içimden.
Ne de olsa yıllardır aynı mevzu "Her alışverişte 10 puan," "250 puana kahve bizden." Bu vaatler artık kime çekici geliyor ki?
Hepimiz bu klişelere fazlasıyla alıştık. Makalenin satırları arasında ilerledikçe fark ettim ki, amaç sadakati yeniden keşfetmekten ziyade, mevcut anlayışı biraz daha zeki hale getirmekmiş.
En güzeli hepimizin bildiği örnekler üzerinden yürümek…
Migros Money’i düşünelim.
Önceleri ne yapardık? Alışveriş sonrası puanları toplar, ay sonunda gelecek o küçük indirimi beklerdik. Şimdi o uygulama adeta yakın bir arkadaşımız gibi; ne zaman markete uğradığımızı, hangi markadan şaşmadığımızı, hatta evdeki sütün ne zaman tükeneceğini seziyor. Karşımıza bize özel teklifler çıkarıyor.
Olay artık herkese aynı yaklaşımından çıkıp tamamen sana özel bir teşvike evrildi. Bahsettikleri o “teşvik temelli pazarlama” da bu oluyor.
Bir de Boyner tecrübesi var.
Kasadaki o alışılmış "Boyner Card ister misiniz?" sorusundan ne kadar farklı bir yere geldik... Bugün Boyner’in gözünde cüzdanını açan bir müşteriden çok daha fazlasısın. Doğum gününü hatırlayan, alışverişin keyifli geçti mi diye merak eden, bazen yalnızca içten bir teşekkür ile gününü güzelleştiren bir dosta........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d