Çağrı Merkezleri İnsan Öğütüyor
Gün boyu kulaklık kulağında, “Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?” ya da “Size özel bir sigorta poliçesi sunmak istiyorum!” diye başlayan konuşmalarla yaşayan çağrı merkezi çalışanları telefonun bir ucunda diğer ucunda ise en münasebetsiz zamanda aranan kurban. Çoğu zaman ne arayan memnun ne aranan. Kahve fincanıyla dinç kalmaya çalışan, satış hedeflerinin peşinde ve aynı upuzun cümleleri papağan gibi tekrarlama uğraşındaki çalışan ekmek parası peşinde. Çağrı merkezi çalışanı; bir yanda sabır, diğer yanda kronometre ve ezber cümleler içinde mesaisini sürdürüyor. Çağrı merkezi çalışanlarının, özellikle satış odaklı olanların, günlük çilesi bitmiyor.
Bir de bizim yardım almak için aradığımız çağrı merkezleri var. O merkezlerde çalışanlar ise kendi yaşamlarını yaşayamadan, başkalarının yaşamlarında kendilerini buluyor. Hani bir çeşit elin derdi, beni gerdi durumu. Önlerindeki kılavuzlardan soruya uygun yanıtı verme gayreti, günün sonunda arayanın sorununa ne kadar deva olursa o kadar iyi. Monoton ve sabit diyaloglar, sinirli müşteriler ve yanıtlama süresi baskısı, çağrı merkezlerini bir stres alanına çeviriyor. Zaten sorunla bunalan müşteri, bir de müşteri temsilcisine ulaşıncaya kadar telesekreterin labirente çevirdiği tuşlama eziyeti ve telefonda insan sesi duymaya hasretle geçen bekleme süresi ile bir........
© Yeniçağ
