Üşümezsoy, korku faylarını kırdı!..
Sonunda korkuyla beklenen deprem geldi. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un tekrar tekrar bildirdiği/öngördüğü gibi, İstanbul depremi tam tahmin ettiği yerde ve şiddette gerçekleşti. İstanbul yıkılmadı. Milyonlarca insan ölüp yaralanmadı. Şehir kargaşa içinde bir cehenneme dönüşmedi. Türkiye ekonomik olarak diz çöküp teslim bayrağını çekmedi! Bir çok deprem tahmini çöp tenekesini boyladı ama zihinlerimize döşenen korku faylarının ruh halimizde yarattığı deprem belki bir süre artçılarla devam edecek.
Depremden otuz saniye önce kadar oturduğum yerden susadığım için kalktım. Soğutucudaki suyu çıkardım, mutfak tezgâhına bıraktım. Suyu çelik termosuma doldurup oradan soğuk soğuk içiyorum. Aynı zamanda mikroplastiklere daha az maruz kaldığımı umduğum için böyle yapıyorum. Termosun bulunduğu sehpaya doğru yürürken depremi hissettim. Aklımdan ilk geçen doğrudan, “İşte yakalandık! İstanbul Maraş’tan bin beter olacak! Sonumuz geldi.” Cümlesi oldu. Eminim 16 milyon İstanbullu da o anda tıpkı benim gibi sonlarının geldiğini düşünmüştür! Neden? Çünkü kafalarımıza bu korku kakalanmıştır… Çünkü körfez depreminden bugüne, yıllar boyunca İstanbul’un çürük binalarının kumdan kaleler gibi yıkacağını “bilmesel verilerle destekli” korkunç deprem hikâyeleri dinlemekten dolayı beynimiz daha aklıselim, ümitli deprem öngörülerini silmiş olmalıydı…
On beş saniye kadar süren deprem boyunca, her saniye o korkunç deprem senaryolarının oluşturduğu stres dalgaları bütün vücudumu adeta bir fay hatta gibi yırtıp geçti. Her bir saniye........
© Yeniçağ
