Robotumsulara gerçek nasıl anlatılır?
İnsanoğlu bazen aklının ucundan bile geçmeyen bir sohbete dâhil olup önemli makamları işgal eden kişilerin cehaleti karşısında küçük dilini yutacak gibi oluyor. Cehaletin sebebi okumamak ve önder bellediklerinin ağzından çıkanları ezberleyip papağan gibi tekrarlamaktan kaynaklanıyor. Olay şöyle başlamıştı: bir gazeteci arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Kakuleli çay içebilmek için bir üst kattaki dergi müdürünün yayına çıkmayı teklif etti. Çıktık. Sohbet her zamanki gibi dönüp dolaşıp siyasete bulandı. Gündelik siyasetin gerginliğinden sıdkım sıyrıldığı için sohbet konusunu değiştirmek isterken berbat ettim.
Ciddi tarih dergisinin kerli ferli müdürü zır cahil çıkmaz mı! “Yandık!” dedim de kaçacak yer yok: ilk ikram edilen çay daha yarısına gelmişti. Ben fakiri bu adamın karşısına getiren arkadaşım, sanki mabadına iğne batıyor gibi kımıl kımıldı: adamın kulaktan dolam bilgilerini yüzüne vurup, kendisini zor durumda bırakırım diye. Acıdım, sıktım dişimi. Büyük müdürcük diyordu ki, “İttihat ve Terakki’nin Türkçülük anlayışı Osmanlıyı parçalamıştır.”
Sakinliğimi korudum. Anlattıklarının pek çok tarihi süreci kronolojik olarak birbirine karıştırdığını, Osmanlı aydınlarının başlangıçta, Sırp, Bulgar, Yunan, Arnavut, Ermeni ve Arap milliyetçilerinin imparatorluğu dağıtmalarına mani olmak gayesi güdüp imkânsız bir işe soyunarak........
© Yeniçağ
