Haydarpaşa’nın gelininden Şakir Paşa’ya sanat dünyamız
Önceki hafta RTÜK tarafından “ kapatılan” bir dizideki olay örgüsüne esefle bakmamak mümkün değil. Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol ve İsmet Zeki Eyuboğlu ile beraber düşünce dünyamızda “Mavi Anadoluculuk” fikrini savunanlardan bir olan Cevat Şakir, dizideki anlatımda adeta Yeşilçam filmlerinden fırlamış tiplere benziyor. Salon filmlerinin kötü adamı Önder Somer mi desem, Aile Şerefi’nin Oktay’ı mı desem bilemedim. Paşazade, tufeyli, meyhane meyhane gezip karısını ve çocuğunu ihmal eden, annesinin gizli kasasına musallat ama bu arada iç dünyasına ve entelektüel hayatına dair bir şey öğrenemediğimiz bir tip!
Paşa ailesi hakkında veya her hafta ekranlar gelen “incili goncalı” diğer diziler ya Türkiye’nin geçtiği tarihi süreçlerinden veya insanımızın günlük gerçeklerinden soyutlanarak veyahut bu geçekleri eğip bükerek sunuluyor izleyiciye. Dolayısıyla içi boşaltılış ağır drama veya melodramlara dönüşmüş bu GDO’lu dizileri üretenler çok rating almak ve ihraç edilmek gibi tamamen ticari iki dayanaktan ötürü saltanat sürüyor. Bu arada her hafta bunlara maruz kalan seyirciler duygu, ahlak ve fikir bakımından daha da obezleşiyor.
Cevat Şakir dedik ya, hani tufeyli paşazade! Bir de onun fikir tarihimizdeki yerini anlamak bakımından makul-ölçülü bir değerlendirme olduğunu düşündüğüm şu satırlara göz atalım:
“Milliyetçi ve muhafazakâr eğilimlerle........© Yeniçağ
