Suriye’de istikrar karşıtı gelişmeler
Suriye’de oluşturulan yeni yönetimin, ülkedeki istikrarı henüz sağlayamadığı, meşruiyeti önemli ölçüde kabul görse de muktedir olma konusunda ilerleyemediği görülmektedir. Bunu üç ana sebebe bağlamak mümkündür.
Birincisi, Kürt grupları temsil ettiği söylenen SDG/PYD’yle Merkezi Yönetim, ABD’nin desteği ve yönlendirmesiyle bir anlaşma yapmasına rağmen, SDG’nin anlaşmayı kendi hedeflerine göre tanımlayarak özerklik taleplerini dile getirmesi sonucu, Suriye’nin yeni yapılanmasında öngörülen “üniter yapı, siyasi birlik içinde toprak bütünlüğü” ilkesiyle bağdaşmamasıdır.
İkincisi, İsrail’in önce Nusayrileri/Alevileri tahrik edip kışkırtarak merkezi yönetimle çatışmaya sebep olması, çatışmalarda insanlık dışı olayların da meydana gelmesidir. Müteakiben güneyde Dürzileri ayaklandırarak merkezi yönetim askerleriyle çatışmasına sebep olduktan sonra, Dürzileri koruma bahanesiyle hava saldırıları düzenlemesi ve işgal ettiği Golan Tepelerinde, işgali daha da genişletip Şam’a kadar dayaması, üstelik bunun geçici değil kalıcı olduğunu da beyan etmesidir.
Üçüncüsü ise İsrail’in, Suriye eski yönetiminden kalan kara, deniz, hava harp silah ve araçlarını, askeri tesislerini bilinçli olarak imha etmesi sonucunda, mevcut yönetimin elinde etkin bir askeri gücün kalmaması, dolayısıyla istikrarı bozucu eylemlere, elinde yeterli güç olmadığı için istenilen ölçüde müdahale edememesidir.
İsrail’in hedefinin, Suriye’nin istikrarlı olmasını ve üniter yapı içinde siyasi birliğini engellemek, Suriye’nin istikrarlı olmasını ve üniter yapı içinde siyasi birliğini engellemek, kaos yaratıp, güvenlik bahanesiyle bu ülkeyi her an müdahaleye açık hale getirmek, başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin Suriye’de etkinlik sağlamasına imkân vermemek olması da bu kapsamda istikrara engel olan önemli bir faktördür. Bu istikrarsızlık girişimlerine biraz daha yakından bakalım.
Kürtlerin özerklik talepleri
Geçen ay Türkiye sınırına bitişik Kamışlı’da PKK’nın Suriye versiyonu PYD ile Barzani’lerin Suriye kolu ENKS, “Rojova Birlik ve Ortak Tutum Konferansı” düzenlemiştir. Konferansı Irak’tan KDP ve KYB, Türkiye’den de DEM ve KDP izlemiştir. Sonuç bildirgesinde; “ortak Kürt heyeti” oluşturulacağı, “Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve ademi merkeziyetçi adil çözüm” ile “Kürtlerin anayasal haklarının güvence altına alınması” hedefleri yer........
© Yeniçağ
