menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cevap bekleyen soru: Neyin siyaseti yapılacak?

48 51
10.01.2025

Türk kamuoyunu üç aydır meşgul eden, adı çeşitli şekillerde ifade edilmeye çalışılan, geçmişteki kötü örnekleri anımsatmasın diye “çözüm süreci” denmesinden kaçınılan, terörü sona erdirmeyi, Kürtlerle barış sağlamayı, iç ve dış güvenlik kaygılarını gidermeyi ve bütün bunlara paralel olarak da bir anayasa değişikliği veya yeni bir anayasa yapımına kadar uzanabilecek bir süreç oluşturmayı amaçladığı anlaşılan yoğun bir gündemin içinde bulunmaktayız.

Böyle bir sürece ihtiyaç var mı?

Türkiye 40 yılı aşkın bir süredir bölücü terörle mücadele etmektedir. Türk Milleti, 10,000’e yakını şehit olmak üzere 50.000’e yakın insanın ölümüne yol açan, binlerce güvenlik görevlimizin gazi olmasına neden olan, geride kalanları acılara gömen ve yüksek bir meblağ milli servet kaybına da yol açan mücadeleyle vatanı böldürmemiş, egemen, üniter, tek devlet ve tek millet yapımızı korumuş, bayrağımızı daima gönderde tutmuş, bölücülerin ve onları destekleyen emperyalistlerin terörle başaramadıkları amacına siyaset yoluyla ulaşmalarına da engel olmuştur.

Yurt içindeki terörist faaliyetler tamamen gündem dışı bırakılmış olup, bunun devamı için de kararlılıkla çalışılmaktadır.

Yurt dışında ise, Irak kuzeyindeki PKK terör faaliyetleri de etkisizleştirilerek kontrol altına alınmış, PKK’nın Suriye versiyonu PYD/SDG’nin kuzey bölgede oluşturmaya çalıştığı koridor da düzenlenen operasyonlarla akamete uğratılmıştır.

SDG’nin Suriye’de kontrol ettiği bölge ve kendisinin nasıl bir konum alacağı, oluşan yeni durum itibariyle belirsizliğini korumaktadır. Suriye fiili yeni yönetiminin çağrıları ve Türkiye’nin bu konudaki açıklamaları, bu örgütün silahlarını bırakması ve kendini feshetmesi, aksi halde güç kullanılarak bunun sağlanacağı yönündedir. ABD yeni yönetiminin tutumu da bu konuda belirleyici olacaktır.

Bu durumda etkisi neredeyse kalmayan bir terör örgütüne silahlarını bırakması, bunun yerine siyaset yapılması çağrısında bulunulmasının bir anlamı olmadığı gibi, bunun için terörist başına yapılan vaatlerin ve gösterilen itibarın da kabul edilebilir bir yanının olmadığı da bilinmelidir. Geçmişten edinilen tecrübeler ve terörle müzakere değil mücadele yapılacağı gerçeğinden de hareketle böyle bir girişime ihtiyaç olmadığı gibi, sonuçlarının da ülke gerçekleriyle bağdaşmayacağı........

© Yeniçağ