Ayağını yere sağlam basmazsan!
Türkiye’nin enerjisini iç politikada tüketerek, uluslararası alandaki çıkarları ve güvenlik konularında yeteri kadar gayret göstermemesi durumunda, sıkıntılarla karşılaşacağını defalarca dile getirmeye çalışmıştım.
Bunlardan hayati önemde olan Kıbrıs konusunda sıklet merkezi yapması gerektiğini ifade etmiş ve Türkiye’nin “Egemen, eşit, iki ayrı devlet” politikasında kararlı hareket etmesi ve KKTC’nin (KTC) tanınmasının önemi üzerinde durmuş ve Kıbrıs konusunun “eğreti politika” kabul etmeyeceğini izah etmeye çalışmıştım.
Müzakere tuzağına düşüldü
BM Genel Sekreteri, gayrı resmi bir yemek düzenleyerek tarafları bir araya getirmeyi başarmış, bu gelişme maalesef müzakere sürecinin yeniden açılmasına fırsat vermiş ve Türk tarafını tuzağa düşürecek olan, “taraflar yeniden birleşme sürecindeki adımları değerlendirmek üzere tekrar bir araya getirme” konusu sıkıntı yaratmıştır.
Tekrar bir araya gelinen ikinci gayrı resmi görüşme 17-18 Mart 2025’de Cenevre’de gerçekleşmiştir. Görüşmeye, BM Genel Sekreteri, Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları, İngiltere Devlet Bakanı, KKTC ve GKRY liderleri katılmıştır. (5 1)
Bu görüşmeden daha önce Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları toplantısı girişinde Yunanistan Dışişleri Bakanı basın mensuplarına, "Kıbrıs artık bölünmüş kalamaz. Bölünme hiçbir zaman çözüm olmamıştı. Birlik içinde bir Avrupa ve barış dolu bir dünya için tek çözüm birleşmedir" açıklamasında bulunmuş, yine bu görüşme daha gerçekleşmeden Rum Alithia gazetesi de görüşme sonucunda, “ya Kıbrıs sorununda çözümüne giden yolun açılacağı, ya da çözümsüzlüğün kesinleşeceği” yorumunu yapmıştır. Görüşme sonrasında da BM Genel Sekreteri, tarafların "anlamlı bir ilerleme" kaydettiğini belirtmiştir.
Görüşmenin ardından Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar gazetecilere, "İki seçenekle karşı karşıyayız: Ya tüm olumsuzluklara rağmen şu anki durumda devam edeceğiz, ya da adanın geleceğini birlikte inşa edeceğiz" demiş, Kıbrıslı Rum lider ise görüşmeleri, "müzakereleri yeniden başlatmaya doğru atılmış olumlu adım" olarak nitelendirmiştir. Tarafların bir sonraki görüşmesi Temmuz 2025’de olacaktır.
Türk tarafı, BM parametreleri çerçevesinde federasyon temelli çözüm girişimlerinin sonuç vermediğini ve adada "iki ayrı........© Yeniçağ
