menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD’nin Suriye’den çekilmesi

73 43
25.04.2025

Bir süredir ABD’nin Suriye’den çekilmesi konuşulmakta olup, bunun bir kısmının da geçtiğimiz günlerde uygulandığı açıklanmıştır. Aslında bu konu, Trump’ın önceki dönem başkanlığında da “asker azaltma” kapsamında gündeme gelmiş, ancak askeri yetkililerin bu konudaki isteksizlikleri nedeniyle gerçekleşmemiş, Biden döneminin sonuna doğru da aksine, 900 olarak bilinen ABD asker mevcudunun 2000’e çıktığı açıklamıştır. Trump çekilme konusunda ısrarlı olup, bunun ne ölçüde gerçekleşeceği henüz açıklığa kavuşmamıştır.

ABD neden ve nasıl çekilir?

Bilindiği üzere ABD’nin, daha sonra da NATO stratejisine dönüştürülen yeni stratejisinde ağırlık merkezi Asya-Pasifik bölgesi olarak belirlenmiştir. Hem bu stratejinin gereği hem de dünyanın birçok bölgesinde bulunan, aslında ABD hegemonyasının bir gereği olan, ancak Trump’ın o bölgelerdeki ülkelerin güvenliği için bulundurulduğunu ileri sürerek, ABD kuvvetlerinin geri çekilmesi politikasında ısrarlı olması sonucunda bu konu gündeme gelmiştir.

Diğer taraftan, ABD kuvvetlerini geri çekme politikasının altında yatan önemli bir hususun da Trump’ın her konuyu para odaklı olarak görmesine bağlamak da mümkündür. Nitekim Avrupa ülkelerini ve NATO üyelerinin tümünü savunma harcamalarını ve İttifaka olan katkılarını arttırmaya zorlaması, Japonya ve Güney Kore’deki ABD kuvvetlerinin masraflarının, bulunduğu ülkeler tarafından karşılanmasını talep etmesi de bu düşüncesinin bir sonucu olarak görülmektedir.

Trump’ın Suriye’deki ABD askerlerini çekmek istemesinin de gelinen durum itibariyle, dikkat, gayret ve masraf olarak asker bulundurmaya fazla bir gerek kalmadığı düşüncesinden kaynaklandığı da söylenebilir. Ayrıca, İsrail’in bölgede yeterince etkinlik sağladığını, Dürzileri ve Alevileri örgütleyerek kendi kontrolüne alabileceğini, her ne kadar SDG’nin, Suriye Merkezi yönetimiyle anlaşıp, merkezi ordunun bir parçası olacağı kararlaştırılsa da bulunduğu bölgede fiili bir otonom yönetim olarak hareket etme özgürlüğüne sahip olacağını ve bunun da İsrail ile koordineli hareket edeceğini hesapladığı düşünülebilir.

Bölgede Türkiye’nin de etkili olduğuna ve bir sıkıntı yaratmayacağına da kanaat getirdiğini söylemek mümkündür.

ABD’nin bu gerekçelerle, askeri yetkililer istemese de Trump’ın ısrarıyla........

© Yeniçağ