Türklük kime neden batıyor?
İdeolojiler araya girdi, Atatürk erken öldü ve biz pek çok Türk’ün kendisine bile şu masum TÜRKLÜĞÜ anlatamadık. Milli/ Ulus devletin niteliklerini, beklendiği ölçüde eğitim yoluyla tüm yurttaşlarımıza kazandıramadık.
Neden?
Çünkü ideolojiler gidişatı bozdu.
Marksizm, milliyetçiliği öteleyen ve hatta faşizm sayan bir ideoloji. Toplumu sınıfsal olarak algılıyor, bir bütün olarak işçi sınıfı üzerinden temellendirip okuyor. Tüm enerjisini üretime odaklamış durumda. Bir ulus devletten çok, bir proleter devleti ve hatta enternasyoneli önemli görüyor. Onun kitabında burjuva yok. İşçiler üretiyor ve bölüşüyor. Teoride böyle. Pratikte böyle yürümediğini Sovyet ve Çin örneğinden görüp izledik.
Sovyetler devlet kapitalizminin yanında komünist seçkinlerden, buyurgan, despot yönetici bir sınıf oluşturdu. Pareto’ya göre bu kaçınılmazdı. Çünkü her iktidar kendi seçkinlerini yaratırdı. Marksizm bundan kaçamadı.
Çin, devlet kapitalizmi ve özel sektörü birlikte ele aldığında Mao’dan saptı ve kendi düzenini kurdu. Şimdi dünyaya meyden okuyor.
İslamcılığı ikiye ayırıyorum.
Birincisi mütedeyyin, dini samimiyeti gereği, kendini İslami hassasiyetlere adayan, salt çıkarsız dindarların, bağlılık değeri olarak gördüğü İslam ve İslamcılık. İkincisi ise dini ideoloji, yani dini/İslam’ı siyaset üzerinden kurgulayan, politik aklın öne çıkardığı Siyasal dincilik ya da dindarlık. İşte bu ikincisi, milli/Ulus devlet formuna pek itibar etmeyen, hatta ulus devletle mücadele ederek kendini açıklayan bir yapı.
Türkiye’de siyasal doku ve bu dokunun siyasal aktörleri, her iki ideolojinin siyasal öğretileriyle yetişen insanlar........
© Yeniçağ
