menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geçmişe dönemeyiz

89 20
22.03.2025

Eğer bugüne kadar, Sezgin Baran Korkmazları, Rıza Zarrab’ları, Kendi bakanlığına dezenfektan sattığını itiraf ettiği halde hukuk düzeninin arkasına döndüğü çok bariz olayları ve daha nicelerini bilmesek, görmesek ve şahit olmasak derdik ki, “Vallahi bizim hukuk düzenimiz, adalet sistemimiz, tam da anayasada yazdığı gibi işliyor. Kesinlikle tarafsız. Kemse kusura bakmasın, İmamoğlu da suçlu mu suçsuz mu yargılansın görelim.”

Diyemiyoruz.

İstemediğimizden ve olaylara çok taraflı baktığımızdan değil. AKP ve ortaklarının el ele kurdukları düzen ve bu düzenin yarattığı adalet sisteminin gelmiş geçmiş uygulamalarından dolayı diyemiyoruz. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” örneğini yaşaya yaşaya bugünlere geldik. Bütün bunlara rağmen, Adalet Bakanının çıkıp Anayasa maddesini hatırlatarak “Hukukun bağımsız ve tarafsız olduğunu” söylemesine rağmen inandırıcı olmamasının nedeni, bizzat kendileridir. Aslında biz, Türk Milleti olarak, gerçekten de anayasamızda yazdığı gibi “hukukun tarafsızlığı” ilkesine inanmak ve güvenmek istiyoruz.

Devletimizin ve bağlı olarak siyasetin yasal kurallara göre yapılmasından yanayız. “Hukukun üstünlüğü” sadece mahkemelerde değil, bizzat siyasal faaliyet ve devlet yönetiminde de kendini göstermelidir. En büyük makam cumhurbaşkanlığıdır. O makamda her kim oturuyorsa veya oturacaksa bilmelidir ki hukuk (Anayasal kurallar), kendisinden üstündür. Aksi takdirde kişinin üstünlüğü, hukukun üstüne çıkar. İşte........

© Yeniçağ